AŞK NEFESİNDE BİR ZAMAN
Evveli hiç olmayan,siyah perdelerin gözlerine indiği
O yaslı gecende,geldim ilkin.. Ebedi yalnızlığımın, kime kader biçildiğini Adımın kimin adına seçildiğini,anlamak için, Baktım yüzüne.. Üfle! Üfle! Üfledim aşkı yüzüne;aşkı üfledim yüzüne… İsyan çıktı kalbimde,sokulurken kokuna daha, vuruldum.. Aşk bir ayet oldu,indi öz’üme,öz’üm söz’üme… _____ aşk cümlesi kurulma ,oturma ağzıma artık ayır dünyayı benden ayır…. sevgili olmayacaksa ,kes damarını al zehrını içimden durma öyle batır hançeri sineme,batır…________ Karanlıkta kalınca ınsan neye alışır bılır mısın..? Sese.. En mınık sese.. Işık gözlerimi yakar ,kan revan dıyordum Kuytu/derin kuyusunda zamanın Sonra gözlerını gördüm.. Gözlerin: Sevda yanığı mor alev mi? Işığı bağrımı yakan ,saklı bir ev mi? Kapandıkça gizlenen,sırlı bir dev mi? …… SENIN TARIHINE SÜRÜLDÜM ………… bilmemki ,hangi kayıp zamandan sürüldüm… …………….gökten düşen aşktan,hangi taşa gömüldüm… doğmadığın vakitlerden geliyorum gecenın gündüze hemen değmediği uzun, yaslı,meşakkatli,tuzaklı bır yolun can alıcı öykülerıne bulanmış,yasaklı bir yolcuydum… kavimler kapısını geçtiğim, demet demet güllerin ,sevgilinin koynunda açıldığı delilerin,velilerin,meleklerin hep beraber dünyaya sürüldüğü.. kadınların tek cümlesi ile savaş çıkarıldığı bir vakitten düştüm senın tarihine.. Zerdüştleri gördüm,Avesta’yı okudum… Sina Dağı’nda Ahit sandığı’nı sırladım.. Düldül’ün üstünde’’Zülfikar ‘’oldum; bir savrulmamla bin yara açtım.. Dinleri geçtim,imparatorlukların çöküşüne şahittim… Uzun meşakkatli bir yoldu benim ki.. Her yolda sınandım, sınana sınana yol adım.. Aşka yol aldım.. Adım adım, adına kalmak için, can makamında yıkandım.. Seni duru bır denize katmak için, en çok ta katmak için.. Kaldım.. Demek ki bu dönemin sınavı sensın.. demek ki yıne sınanacağım.. Bu son olsun ey aşk Benı aşkla yıka ve kapa gözlerimi artık… Bırak ki,bu defa; SIR KALSIN.. SİBEL EŞİYOK |