Eter Kokulu HayatBir çift kol düğmesi kadar yalnızız Ve falaka sancısı her adımımız Uzaklaştıkça birbirimizden Mecazi ölümler tabutuna uzanıyoruz Hiç gitmediğimiz kadar uzak mutlulukların Henüz yola düşmemiş yolcuları Tohumu toprağa inmemiş Menekşe kokusuyuz, açmadan soluyoruz Kasırga uğramamışken ince dala Nefesini verse sevgi yüzümüze Kökümüzden yıkılıyoruz Sonsuzluğa ayarlı pusulamız var Yok oluşa koşuyoruz Adem’den kalma harita elimizde Hedefe bir adım kala Biz kayboluyoruz İnceden kırağı çalmış ki kalbimizi Acıdan ölme vakitlerinde İnce ince sızlıyoruz Tuz basılı yaralarımızı görmezden gelip Porselen gülümsüyoruz İrem bahçelerinde solup Cehennemde yalın ayak geziyoruz Aşk can çekişiyor, biz ölüyoruz Öyle trajik ki toplumsal hikayemiz Uyuşmuş yürekler kendi soğuğunda Kefenimizi ipek şal bellemişiz Eter kokuyor hayat Öldüğümüzü fark etmiyoruz... |