Öleyim ben o zamantek, resim çiziyorum kendime bakıp uçurumlar (b)akıyor ellerimden bir lale (d)üşüyor bin şiir yazıyorum kudurgan imgeler virüs virüs çatlıyor har damarım kirpiklerimde taşan boğum boğum çavlanlar “öleyim ben o zaman” zihnimde dört dönüyor yıktığım duvarlar ki etten parmaklıklar göğsümde duran tasam; yaşamsa “öl” de o zaman gözlerimin ezberinde ecel sırtımı dayadığım boşluk daha ne bekler… toprak mı çeker beni soluk mu keser ümidi ölüm bana gelinlikse, duvağında anamdan kalan hüzün büzün kuruyan budaklarımı gömün kucaklayacaksa babam “öleyim ben o zaman” yuttuğumda umudumu gırtlağımda düğüm yutkuna yutkuna birikti çığlık “öleyim ben o zaman” ağıt dökmeyecekse gök açılıp alacaksa anaç toprak “öl” de o zaman çok ucuzmuş yaşamak “öleyim be! o zaman” sessizliğime ağladığım kadar iki büklüm gömüldüm betonlara “gül “ de “nasıl güleyim de o zaman” sude nur haylazca |
güzel bir şiir okudum sayfanızda kutlarım saygılar