ÂDEM BU DEMYaratılan her şeyi, sevdik onun yüzünden, Nasıl selam olmasın? şeytana da cine de. Özümde nur parladı, Onun nurlu özünden, Sevgiyle ışık tuttuk garaza da kine de. Sonsuzluğu kodlamış, B ya meyil eyledik, İsmi Allah olanı, Allah ile söyledik, Sonra Rahman Rahim’i bir gönülde eğledik, Ondan yakınlık gördük, imana da dine de. Bizim için yaratmış, cennet denen bu bağı, Arafat’ta kurulmuş, irfaniyet otağı, “Sen eşrefi mahlûksun” dedi Rabbin dudağı, Hem de yemin ederek zeytine de tine de. Topraklardan yoğurup mazhar kıldı celale, Sevgi nedir bilmezken, âşık etti cemale, Esmaları öğretip, erdirince kemale, Aşağıya indirip dolaştırdı mine’de. Gönülden gelen sesle, bildirildi suçumuz, Kurban olup can verdi, Benlik denen koçumuz. Elif iken küçüldü nokta oldu uçumuz, Dün arife olurken, bayram dendi güne de. İsnat dolu dağları, şahadetle yıkınca, O kutlu beldelere, veda edip çıkınca, Baş gözünden kurtulup, can gözüyle bakınca, Kesreti vahdet gördük, Tek Bir dedik bine de. Mademki indirildik, aşağıdan aşağı, Şemsi Zat’la sararsın, her bir gönül başağı, İnsana kulluk gerek, beygirlere kaşağı, En nihayet beşeriz, kusurluyuz yinede. Bu yol Rasulullahın gittiği tek Hak yoldu, Sadrımızdan yarıldık, gönle inşirah doldu, Tevhitte; evvel, ahir, zahir, batın cem oldu, Yârden başka ne olur? Şu yaralı sinede. 27.10.2010…Mustafa YARALI |
Harika bir şiir okudum sayfanızda.
Saygılarımla...