Eylül'ü Vurdular/Uçurtmayı ....Eylül’ü vurdular !!! Bakmadan sırtına yüklenen aydınlığa Korkup ayak seslerinden umudun, Eylül’ü vurdular !!! Heba olurken ellerimin tuttuğu nasırlar Alnımın teriyle yoğurmama aldırmadan geleceğimi Kurumadan daha Darağaçlarının yağlı ilmeklerine bulaşan kan, Eylül’ü vurdular... Yağmalanan ruhumdu Ve her gözaltına alınışımdaydı kaybım, Yaşayacağım yıllardan yana. Fiyakalı arabalara değildi özlemim, Ya da caka satmak kordon boyunda... Avucumda tuttuğum taşı daha da sıkıştırmaktı Taş gibi sağlam durmak adına. /Sararan yapraklardan feyz alıp, Akşam gün batımlarında aşka doymalıydık aslında. Pay biçilen tarafı buydu beşerin akıllanmaz ruhuna./ Eylül’ün küllerini gencecik yüreklere savurdular... Ve numaralandırdılar ismimizi aklında tutmaya korkanlar. Bir gece yarısı söndü gözlerde saklanan özlem Ve anladım Bir insanın gözlerini yitirmesinin ne demek olduğunu... Umutsuzluğa kocaman bir adımmış Karanlıkmış yarınsız bırakılmanın elde kalan yanı. Panzerler geçerken delikanlı çağımın üzerinden Bir Eylül günü söktüler yüreğimden umutları Kaç yıl geçti aradan; Kaç kış bahara gebelik yaptı da Kaç yaz gönlünü hazan’a düşürdü ardından? Şimdi sonsuz bir devinimle Mevsim yine hazana dönme telaşında Aylar oy birliği ile Eylül’ü seçmiş Ki___________ rengi sarıdan yana Sarı da hüznün diğer adı aslında... Bir gündoğumunu Aldırmadan sancısına karanlığa boğanlar Eylül’ü de vurdular !!! Bakmadan sırtına yüklenen aydınlığa Korkup ayak seslerinden umudun, Eylül’ü vurdular !!! Bizimse dilimizde hep aynı filmin repliği kaldı ‘’İnci söyle onlara; Uçurtmayı vurmasınlar...’ 2009’Aydın... Aylin Başdemir |
uçurtmayı vuramasalar da
uçurtmayı yapanı vuruyorlar şimdilerde
tebriklerimle