En Mahrem Yerinden Öp Gözlerimin
Kibirli sözlerimden soyunup geldim düşlerine,
Ayıbı bir kenara bırakıp en mahrem yerinden öp gözlerimin... Çünkü beni sana, Siyah elbiseleri ile yolunu gözleyen o şaman getirdi... Geceyi gündüze katık yapacak kadar açtım ellerine, Kursağımda üç vakit önceden kalan sevda kırıntıları, Biraz da kanatılmış yaraların sızısı vardı. Yüreğine hasretle sarılışım açlığımdandı. Ağlama duvarlarının çaresizliği vardı yüzümde, Herkesin ağlamasını taşıyacak kadar ketum, Ağlayamayacak kadar çaresiz... Kelimelere yabancılaşmaya başlamış dimağımda Baharın iğfal ettiği birkaç çiçek resmi belirirken Kotarılması güç bir düşün Yırtık eteğinden yellendiriyorum saçlarımın alafını... Yüzüm yüzüne hasret kalsın Otobüs durağı yalnızlığıyla, Sırça köşklere saldığım çığlığımla, Kendi kıyametimi kendim yaratıyorum, Eğer adının her harfi sıratın bir adımıysa... İçi çürümüş bir çınarım şimdi, Haşmetimle gölgeme sığınanlara müjdeler olsun... İçimi kemiriyorken sevdanın gözleri, Sevdiğimi anladığım her gün ölüme çözülüyorum. Vebali ağır yeminlerin altında ezildim apansız, Güneşe hasret hücre soğukluğunda Bir damla gözüme değse feryadın Kör bakacaktım yalnızlığıma Ki_____________can havliyle yüreğine sığındım, Adım, Varlığımla anılmaz bundan sonra... Öldüm, Zihnimin aymazlığıyla çıkarken gölgenin üzerine, En çok sevdayı harcayan kentler sevindi ölümüme... Parmak ucu sıcaklığına sığındı bedensiz ruhum, Bana açtığın mezarı kendime mesken edinemedim... Kıştı, Kıştı ve uykunun en tatlı anındaydı toprak... Uyandırılmanın huzursuzluğuyla girdim koynuna... Soğukluğun verdiği telaşla kaçtım gözlerine, Kibirli sözlerimden soyunup gelmişken düşlerine, Ayıbı bir kenara bırakıp en mahrem yerinden öp gözlerimin... Çünkü ben sana, Siyah elbiseleri ile yolunu gözleyen o şamanı getirdim... Nisan’2010 Aydın... |
Zihnimin aymazlığıyla çıkarken gölgenin üzerine,
En çok sevdayı harcayan kentler sevindi ölümüme...
Parmak ucu sıcaklığına sığındı bedensiz ruhum,
Bana açtığın mezarı kendime mesken edinemedim...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ölüm sogugu mu dokunmus dudaklarına?
Morluklarında bataklık gülleri izlerini bırakmıs sanki..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Geceyi gündüze katık yapacak kadar açtım ellerine,
Kursağımda üç vakit önceden kalan sevda kırıntıları,
Biraz da kanatılmış yaraların sızısı vardı.
Yüreğine hasretle sarılışım açlığımdandı.
Geceyi gündüze katık yapacak yürek..!!!
Gururunu yarası üzerine kapatıp belkide ilk ve son defa doymaya avuc acacak..
Aslında,belkide özde hani o üc vakit önce kalan kırıntılara muhtac olmayacak asil bir can..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kibirli sözlerimden soyunup geldim düşlerine,
Ayıbı bir kenara bırakıp en mahrem yerinden öp gözlerimin...
Çünkü beni sana,
Siyah elbiseleri ile yolunu gözleyen o şaman getirdi...
Veda gibi son öpücük yada ölüm vedasıı..
Gururr ahhh yok olasıı..
Siyahi düslerin aynası..
Öpülesi gözler..!!!!
Diger yarın Kirpiklerine gözleriyle dokunmayı becerebiliyorsa eger,
En mahrem yerinde dudaklarını zemzem tadıyla ödüllendirmistir zaten..
O gözlerin icine hapsolmus kırlangıcın kanadındaki yaraları sarabilmisse diger yarıı,,
Tutkulu mahremlerde en BÜYÜK GÜNAHLARA deger..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kıştı,
Kıştı ve uykunun en tatlı anındaydı toprak...
Uyandırılmanın huzursuzluğuyla girdim koynuna...
Soğukluğun verdiği telaşla kaçtım gözlerine,
Kibirli sözlerimden soyunup gelmişken düşlerine,
Ayıbı bir kenara bırakıp en mahrem yerinden öp gözlerimin...
Uyandırılmanın huzursuzluguyla degil,kendini malub etmenin yorgunluguyla ak yürege...
Sogunun verdigi telasla kacıyorsa yürek gözlere..
Donan kanatlarını eritecek alevi bulabilecekmi gözbebeklerinde??