MEZOPOTAMYA DA GECE
Akşam bir başka olur Mezopotamya da…
Önce güneş kaybolur dağların ardında, Karanlık örter kara bir çarşaf gibi… Sonra, sessizliğe bürünür yalnızlıktan korkarcasına… Kayan yıldızlar bozar gecenin mahremini. Sarp kayalar geçit vermez Giden zamanı geri getirmek adına… Zaman acımasızdır bu topraklarda. Bir şeylerin peşi sıra koşar hasret ve özlemler; Giden geri gelmez, yaşlar dinmez, umutsuz gözlerde… Ardından silah sesleri karanlığı bölen… Mezopotamya’nın kaderidir bu… Asırlardır dinmemiş kan ve gözyaşı… Sabah olmaz buralarda; Gece gitmek bilmez aydınlığa inat… Korku kaplamış dört bir yanı; Ardından dinmek bilmeyen silah sesleri, Vurur Mezopotamya’nın karanlık mahzenlerine… Acı bir kat daha artar yüreklerde, Birer birer kaybolur umutlar Giden, sonbahar yağmurlarının ardı sıra; Zaman acımasızdır Mezopotamya da… Yalınayak çocuk sesleri, Bir sokak kenarında vurulan annesinin ardından, Karanlığı böler, geçer isyan bakışları, Arşa varır serseri kurşun sesleri… Acımasızdır Mezopotamya da zaman, Hasret bir kat daha artar her geçen an… ZÜLKÜF KILIŞÇI |
sevgılerımle