Kurban Olam Can
Boydan boya ne olur, tenine temas eden
Seni her an bürüyen, giydiğin urban olam. Ritmik bir edâ ile, damarında dolaşan Sana hayat bahşeden, özel bir organ olam. Eğer âşık âşıksa, yüksekte durmaz iner Sen yanımda olunca, bütün dertlerim diner Yeter ki elin değsin, senin lezzetin siner Yediğin her yiyecek, içtiğin çorban olam. Soruyorum ben sana, el/el için ölür mü? Her şeyleri bir iken, seven ayrı solur mu? Kapaksız bir tencere, yer döşeksiz olur mu? İsterim ki ben senin, üstüne yorgan olam. Sevdânın saf korunu, yüreğime dökerken Beni benden eyledin, aşk tohumun ekerken O güzel ellerinle, kuyudan su çekerken Su içtiğin o tasa, kovana urgan olam. Yolluk ettim gönlümü, serecek ne kaldı ki Bahçe senin, gül senin, derecek ne kaldı ki Bundan gayrı geriye, verecek ne kaldı ki Can olam, Cânân olam, damarında kan olam… Eğer bu da yetmezse, ben sana kurban olam… 18/10/’10 Hanifi KARA |