Beni Seviyormuydun ?
Hatırlarmısın bana veda ettiğin o günü,
Saclarını omuzlarında süzülmesini, Öyle bir mahsumca baktın ki bana, Esen fırtına bile korkuyordu aşkımdan. Ellerin ellerimin arasından kopamıyordu Gözlerim gözlerine sanki yalvardı, Bir den bir korku sardı içimi. Gidipte dönmeyeceksin sanki sevgili, Hani hatırlarmısın boynuma sarılıp ağlamıştın, Gözyaşları arasında bana haykırmıştın, Seni seviyorum, diye gözyaşları akıtmıştın, Mahsum bi şekilde yolçuluğa başlamıştın, Sövmüştüm seni benden, koparan kara trene, Kara kara tüten dumanı, hala gözlerimin önünde, Sıra sıra dizili vagonlara yalvarıyordum, Ne olur emanetimi geri getir diye haykırıyordum. Vaybe anasını gelmişine gecmişine sövdüğümün, kalleş kara tren, sende hain çıktın, Sevdiğimi benden alıp başka yere götüren, Hani bana sevdiğimi geri getirecektin, Hani boynuma sarılıp, gözyaşları dökecektik, Seni seviyorum diye ,yaşadığımız şehri inletecektik, Bir bir geceleri iple çekecektik, Doğan güneşe yalvaracaktın, hemen batsın diye, Gökte ki yıldızları, basamak yapaçaktın , İkimizi bir an önce kavuştursun diye, Bir bütün elmanın yarısı idik senle ben, Ay şahit yıldızlar basamaktı sevdamıza Yoksa sendeki bir aşk oyunumuydu. Ne güzeldi yakışmıştı sahte perde sana, Hani ölüyordun gidemiyordun... Acı çekiyordun benden uzakta, Dayanamıyordun olmasam ben yanımda, Hadi be ordan uslanmaz arsız, Kahpelik senin kanında varmış, Bana olan sevdan demek ki yalanmış, Hadi iyisin takmışsın koluna yeni birini. Salına salına gezdirirsiz tüm şehri, Ben seni andıkça derinde bir ah çeker, Bir zamanlar beni de böyle severdi derdim. Ooof ulan acıyorum kolunda ki gence, Bir örümceğin zehirli ağına sarmış gibi, Zavallıyı almışsın kara pencene, Bir darbede sen vurursun, kalbinden kalleşce, Bu kaçıncı hancerin darbesi... Söyle kaç yüreği yakaçaksın böyle zalimce, Vaybe nasıl bir zalim kızsın, ki yürekleri yakıyorsun, Ben senin için kızılçık şerbeti içerken,. Senin sevdan sayesinde çiğerlerime kanseri öğretim Bak kan kusuyorum ardından, Kara toprağa özlem duyuyorum acımdan, Sacıma düşen aklara hesap soruyorum, Siz neden ağarıyorsunuz neden..! Ben beyaz kefene hasret düşerken Siz neden ağarıyorsunuz? Yoksa vakitmi geldi? Ölümün kokusumu yoksa ensemde ki, Ama bir dakika dinle ..! Sön sözüm bitmedi daha seninle, Ben evet ben seni çok seviyorum. Sende beni seviyormuydun ? Remziye Çelik |
Zalim acı saplanmıştır en derine; duyulan sadece iç çekişlerdir artık... Bir de; dilinin ucuna hücum eden ve dudak kalesine çarparak bozguna uğrayan kelimeler... Gözyaşı da suskunluğun meyvesidir. Dokunur acının üzerine; ılık, tuzlu bir ilaç gibi... Önce yakar, belki de acıyı azdırır. Ya sonra?.. Uyuşur kasılan gözlerin... Oradan kalbine damlar susan sesin... Sessizce, kimsesizce ağlarsın; duyarlarsa gelirler ve beni yalnızlığımla ayırırlar diye korkarsın, hıçkırıklarını boğarsın, susarsın!..Eski ve kimsenin bilmediği yerlere sakladığım resimlere bakıyorum herkesin yaktığımı sandığı hatıralarla baş başa kalıyorum hatıralar da suskun
KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK ŞİİRCAN..ERBİL HOCANINDA SESİNE...SELAM VE DUA İLE