Şiyar-ı Gazel (Hercai yazgım)
Müsveddesi bol oluyor, müstesna aşkların
Bulanmadan durulmuyor, baktığımız ufuklar Gözlerinden öteye, söyle kaç mil var Şiyar Yıldızlar ağır aksak, yol alırken gecede Ne kahırlar gömdük çığlıklarımıza Düğüm düğüm boğulurken cümleler Musallada yatıyor, gizli özneler Bağrımızda bilmem kaç, üstü açık mezar var Makberi; eller değil, diller kazıyor Şiyar Bazen bir romanda, bir tek kelime Bazen bir kelimede, binlerce roman saklı Sevda denilen meret, bize her dem yasaklı Akşamlar ömrümüze, perde perde inerken Bir çağ kapanıyor duy! Alnımız çizilirken Zemheri saatlerde, gözlerimizdi akrep O zehirli iğneler, göğsümüzde saklı hep Bilsen ki teşbihlerde, ne menem hatalar var Tut ki görmüyorum ben, sen de işitme Şiyar Buğulu aynaların, bulutuydu yansıyan Bir yanımız dört duvar, diğer taraf gardiyan Kula kulluk edene, dar olmuyordu cihan Ki ne sular akıyor, köprülerin altından Kaç kitapsızdan vicdan Kaç Allahsızdan iman devşirdik Kaç doğrudan yalan Depremlerin ardında, gizli artçılarda var Fay hatları bir kere, kırılmasın be Şiyar Haydi kalk Şiyar Bir kibritte sen çak Bize de farz oldu, gemileri yakmak Rukiye Küçük |