Şiyar-ı Gazel (Nihai yeminim)
Ayrı coğrafyalarda
Aynı kavram kargaşalarına uyanırdık Eylül çocuklarıydık Hangimize denildi ise, “doğduğun mevsim güzün” Çoğalırdı günbegün Alnımıza perçem misali düşen tarifsiz hüzün O kahırlı gurbet akşamları yok muydu Şiyar Bağrımızda yaman bir figan / ki inadına dururdu devran Mevsimler üstümüze basarken pervasızca Anamızı ağlatırdı bu kahpe dünya Nasılda ayandı tabanlarımıza can kırıkları Yalınayak arşınlardık çıkmaz sokakları Ne vakit yanlışlar götürmeye başlasa doğruları Zülfikar misali bir suskunluk sere serpe uzanırdı yamacımıza Katli vacip olurdu, cinnet saatlerinin Yılmadan teyellerdik düşleri, gerçeğin tan doğumlarına Sen ki aynamdın Şiyar Sen ömrümce süren davam Bilenmiş bir kılıcı boynuna dayamak gibiydi o vakitlerde aşk Ne mümkün gezmek, dolaşmak Ne mümkün sevdaya bulaşmak Kaldırımları uzun adım arşınlardı entel, dantel ayaklar Hatırlasana Şiyar Tam da geçiyorken buselik makamından Çengel atılırdı da, kan damlardı dudağımızdan Yakut kızıllığında bir arya yükselirdi gecenin avurtlarından Sen ki kavgamdın Şiyar Sen daimi sevdam Ne zaman bir cümle kurmaya kalksam Alfabemde ki harfler sıralanır Elif’ in yerini y alır Y’ nin yerini mim Sen niha-i yeminim Şiyar Sen niha-i yeminim Not:Arap alfabesinde ilk harf Elif,son harf Y dir. Rukiye Küçük DEĞERLİ SEÇKİ KURULUNA VE YORUMLARIYLA YÜREKLERİNİ ESİRGEMEYEN TÜM ŞİİR DOSTLARINA SONSUZ TEŞEKKÜR VE SAYGILARIMLA:))) |