***Şiyar-ı Gazel***
Gün/ahsız geçmiyor
Günahsız geçilmiyordu Asimile sevdalardan Bağlanıyorduk Şiyar Aldanıyorduk Ne bir eksik, ne bir fazla Yalanlar birbirine ram O yanlışlar ki, tövbe bozduran Gitsek aşka yazık Kalsak kadere Biz ki Tesbih eklemişiz kedere Her akşam batan güneş ile birlikte gruba dalıvermek istiyordu gönül Bir daha ebediyen doğmamak üzere Sabbahın fedailerinden daha mı az fedakârdık Şiyar Ya da Şamilden daha mı az isyankâr Ne zaman aşina olduk böylesine Ertelenmiş Tutsak edilmiş bir ömre Ah Şiyar Neydi o yıllar Keder tezgâhıydı sanki ömrümüz İlmek ilmek, eğirip çile dokurduk Akşamlar isimsiz İsimler kimliksiz Neydi Şiyar Pusulasız geçtiğimiz o günah yerimiz İstikbalimize karaçalı çekiyordu tanıdık eller Kelepçeleniyordu kurduğumuz en masum hayaller Biz öz vatanında sürgün çocuklar Üstelik Takunyalıydı mazinin ayakları Asfaltta başka ses çıkardı, ahşap zeminde başka Herkes birbirinin bacısı gardaşıyken Soluk benzimizde kan gülleri açardı Bukalemun saatlerden geçerken Yeniyetme düşlerimize kurşunlar yağıyordu Şiyar Ben de vurulurdum Ben de vurulurdum Olmasaydı gözlerin sığındığım yegâne diyar Ah Şiyar Bak yine saatler zemheri Saçlarımda dolanıyor ellerinin sessiz fısıltısı Sırtımda Sibirya fırtınası Yeter ulan Kaldırın soframızdan ayrılığın ağulu aşını Bize en buğulusundan Buram buram vuslat yakışır gayrı Rukiye Küçük |
Ya da Şamilden daha mı az isyankâr
Ne zaman aşina olduk böylesine
Ertelenmiş
Tutsak edilmiş bir ömre
Ah Şiyar
Neydi o yıllar
Keder tezgâhıydı sanki ömrümüz
İlmek ilmek, eğirip çile dokurduk
Akşamlar isimsiz
İsimler kimliksiz
Neydi Şiyar
Pusulasız geçtiğimiz o günah yerimiz
Şiirden okuyan anlar o pusulasız yerlerin ne kadar kıymetli olduğunu ...+5
ve
Ah Şiyar
Bak yine saatler zemheri
Saçlarımda dolanıyor ellerinin sessiz fısıltısı
Sırtımda Sibirya fırtınası
Yeter ulan
Kaldırın soframızdan ayrılığın ağulu aşını
Bize en buğulusundan
Buram buram vuslat yakışır gayrı
Rukiye Küçük
demiş şairemiz de demiş de ne iyi etmiş demekle!..+5
Sevgi ve saygılarımla...