***Ley-li Kerahet***
Akşamın diline pelesenk olunca hüzzam makamı
Rahvan atlar misali nal tutuyor gözlerin Efkarım şahlanıyor, başım dumanlı Bir ıssızlıktır, sarıyor dörtbir yanı Kederim keyfe muhtaç/ki ellerin ellerime hekimsiz ilaç Müebbet bir türkü iken, ömür denilen sazda Milim milim eksildin, her nefesde her hazda Değilmi ki, herkesin acısı sevdası kadar Bırak sarsın göğsümü, en onulmaz ağrılar Bırak yıldızlar sönsün, hatta ağarmasın tan Kirpiğin değmiyorsa yüzümün sen yanına Zannetme ki cehennem, yalnız ahirette var Martılar havalansın,çığlık sarsın afakı Şaraptan caysın hayyam, dolsun kadehe rakı Su testisi dediğin, su yolunda kırılır Bilme/sen Ayyaş gecelerin hesabını, mehtaba sor aya sor Derya olsa söndürmez, içimde öyle bir kor Söylesem sesim eksik, nefesim kırık gitar Hayaller prangalı, ufukta emsalsiz bir hüzün Her gün başka düğümleniyor o emsalsiz yüzün Suskunluğun mavzer sıkıyor mabedime Değilmi ki derman derdin içinde gizli Bırak savursun rüzgar ta mağripten maşrıka Bırak tüm kehanetler hayra yormasın düşü Basiretsiz yürekler bilmemişse kadrini Kabahat sende değil kapat çilehaneni Aşkın esrarından şems kılmadı mı secde Kandiller bir bir sönsün,güneş biat etsin fecre Al elmaya taş fırlatan çok olur Duyma/sen Gözlerin iken son durak, şimdi her nazar çıkmaz sokak Zemheri vuruyor aşka, yalanlar çırılçıplak Tuhaf bir seyreltiyle üşüyor avuçlarım Ve ben aslında en çok benliğime düşmanım Sebepsiz değildir elbet hiç bir ecel Zira sala okunmaz kat-li vacibe Yalınayak bir temmuz geçerken mevsimhaneden Değilmi ki kördüğüm oldu, o en masum hevesler Bırak uğramasın derman, derdimin otağına Bırak hiç bir kumsalda kalmasın ayak izim Kör bıçaklar geçsin gecelerin böğründen Boncuk boncuk dökülsün bulutlar gözlerimden Bir yıldız kayarken masmavi göğümüzden Arpa eken buğday biçmez Gelme/ sen Rukiye Küçük |