UYUTULMUŞUZKoşarken hayatın etabını Hiçbir şeyden haberimiz olmamış Erken ikindilerde, elma şekeri tutuşturulmuş ellerimize Üstlerine konan her irinli apsede Tesettüre uygun hikâyeler anlatılmış Her derde deva bir dayı belirmiş arkalarında Yapışıp kalmış karanlığın diğer yüzende Tutunmuş kalmış omurgalarımıza kirli parmakları Yedi yılda bir bal sürülmüş ağızlara, pazarları Ve deve güreşine tutuşulmuş, arenalarda Biz körler seyre dalmışız Arada bir ihtilal’e çıkmış ATATÜRK’ÜN çocukları Ama çıplak kalmış sırtları Dişlerin kemiğe dayandığı yerde Sürgün yemiş birkaç cesur yürek Ya da sallandırılmışlar bir ipte, salıncak diye Her şeyimizi yitirdik mi yoksa? Lüzumundan fazla mı uyutulmuşuz? Hep kapalı mı kalacak gözlerimiz? O zaman ne bekliyoruz ki hala? Topluca gidelim yedi uyuyanlar mağarasına, Tarsus’a Milletçe uyuşturulmuşsa aklımız Hindu’lardan ne farkımız kalmış? Öldük mü yoksa hiç dirilmeyecek mi cesetlerimiz? Ağacın ölümüyle tahta oluyorsa, Taşın parçalanmasından kum İnsan ölünce toprak olur biliyoruz Ya da Hitlerin elinde sabun Yeniden doğmak istesek, başak olur muyuz? Birleştirsek tüm zıt kutupları Özlemin çılgın yumruğu deler mi karanlığı? Yine sabah olur mu geceden sonra? Ve gökyüzünde bembeyaz bir güvercin, Uçurabilir miyiz? |