İNSAN SEVDİĞİNDEN HİÇ UTANIR MI?Aldırma sağanak yağmurlara Islansın bırak yüreğin Aç bağrını fırtınalara Dağlardan seller insin Duygular, kararsızlık, kuşkular, Dağılsın sulara Artık ne istek, ne umut, ne tutku kalsın Karanlık bulutları dağıtmasın rüzgâr Bir yalandan ibaretmiş, kollarını açtığın Yokmuş aslında ne gücü, ne yüreği Zaman yok öğrenmeye artık gerçeği Hiç utanır mı sevdiğinden, sevgili? Ve hüzün doğurur mu özenle beslediğin sevgi? Binlerce yenilgiden daha değerliyken Daha yakınken yüreğine, Dünyanın tüm değerlerinden Ve sarp ruhuna yalnızca o ulaşmışken Kanat çarpıntılarını göğsünde, dindirmişken Senin gözlerinde okuyorum şimdi acı hakikati Ve derin mezarlar kazıyorsun içimde ki ölenlere Aşkımın masum gözleriyle Asılınca güvenim adaletsizliğinin, ipiyle Kıbleden esen yelin, rüzgârın kahkahasıyla Biraz sonra boyunları vurulacak, Son kalan sevdaların Buz tutmuş o eski parkta Bir hayat daha kayıp gidecek sonsuza Tanrı soruyor, cevap vermek istermisin? Bu nasıl bir yürektir ki, utanır sevdiğinden? Diş biler aşkına ve lanet eder tanıdığına? Bilirim gücünü sözcüklerin Dize getirir yılanı bile Bir kurşun olurda bazen Vurur seni can evinden Sen ey! Uykusuz geceler bahçıvanı Gözlerime ne ektin böyle? İnsan sevdiğinden utanır mı? Bu acıyla bu aşk yaşar mı? Ve bu gözler, sen gelmeden kapanır mı? |
Final tam can evinden vurucu bir şekilde olmuş
tebriğim çokk, saygı ve selam ile...