YOKLUĞUNDA
Gittin ya hastalandı bu şehrin sokakları
Kaldırımlar kansere yollar vereme döndü Gecenin gözyaşları boğarken şafakları Şems acıyla kıvrandı âlem kereme döndü Dalgalar ağladıkça sahiller matem tuttu Bin yıllık aşk feneri karanlığa devrildi Gökyüzünde yıldızlar parlamayı unuttu Ay dedenin etrafı hüzünlerle çevrildi Ah canan yüreğini kapattın ya şaire Boyun eğen kifayet yenilmeze dönüştü Teslim oldu düşleri kâbus denen zehire Ruhu bedenden önce makber ile tanıştı Hasret her gün hışımla dikilip başucunda Şeytani siluetle arzı endam eyledi Duyguları gark edip ateşten dil ucunda “aşk imkânsız” isimli şarkısını söyledi Meleklerin mührüyle onanan aşk takati Yokluk denen cellâdın elinde talan oldu Tam vuslata beş kala bozuldu aşk saati Mutluluk denen anı yaşamak yalan oldu Öyle böyle değildi kan ağladı aşkı gülü Toprak şahadet etti doğa’nın nabzı durdu Yeniden doğmak için hazırlanan her külü Çaresizlik rüzgârı yok olmaya savurdu Siyah olan dışında bütün renkler kayboldu Umudun gökkuşağı dünyaya veda etti Kalem artık mezarcı sayfalar mezar oldu Şair her yazdığıyla ölümü eda etti İHSAN TURHAN |