ZORDUR ZOR
Ağzı olan konuşur, kalem tutan yazar da,
Dinleyip okuyanın, sarılması zordur zor. Esasında her beden, müstakil bir mezar da, Sessiz sakin burada, yatılması zordur zor. Yıllar yılı söylendik, kaçı izler bıraktı? Söze ölümsüz imza, atılması zordur zor. Kaçı gönül titretti, kaçında şimşek çaktı? Sözle gönül binası, yapılması zordur zor. Müşterisiz kelamler, pazarlarda dolaşsa, Köre ayna, kele tarak, satılması zordur zor. Rüzgâr gibi savrulup, her cihete ulaşsa, Beyinlere yer edip çakılması zordur zor. Lafı güzaf diyorlar, lüzumsuz söylemlere, Cehalet dağlarından, aşılması zordur zor. Abes ile iştigal, görünen eylemlere, Takdire şayan yafta, takılması zordur zor. Süslenmiş sütunlara, süslenmiş her tablonun, Gönüldeki duvara, asılması zordur zor. İnkılâp eden kalbin, sinir denen kablonun, Arifi olan insanda, kasılması zordur zor. Çok mürekkep yalamış, edep erkân görmemiş, Utanmazın, arsızın, sıkılması zordur zor. Hakkından daha çoğu, almış amma vermemiş, Haraminin kelamla, yıkılması zordur zor. Diller kalbin kepçesi, içleri karıştıran, Söz ağızdan çıkmadan, bakılması zordur zor. Gayet latif nüktedir, küsleri barıştıran, Gönül alan sedadan, bıkılması zordur zor. Kim nereye gitse de, yine kendi kendiyle, Kendinden firar edip, kaçılması zordur zor. Anlayışı, irfanı, renkleriyle dengiyle, Bir araya gelip de çatılması zordur zor. Sözlerini pişirip, ömür boyu yanmışın, Tekrarlanan ateşte, yakılması zordur zor. Gayyada iskân edip, onu cennet sanmışın, Mağfiret erişmeden, çıkılması zordur zor. Yüz güzeli geçici, huy güzeli kalıcı, Aşkın sırrına kadem, basılması zordur zor. Dünya her ne verdiyse, tamamını alıcı, İnsana kutlu maya, katılması zordur zor. Hiç kimse incinmesin, can yakmasın sözümüz, Yaralının yüreği, açılması zordur zor. Hazineler dolsa da, bizim değil özümüz, Ulu orta her yana, saçılması zordur zor. 29.08.2010…Mustafa YARALI |