Damladaki çiğ tanesi
Ak bir kadın
Ak zamandan Ak elleriyle Ak kağıda Damıtsa beni Geniş omuzlu Tok sesli bir adam Yeniden adımı fısıldasa Ömer Seyfettin’in Eskici öyküsündeki çiviler Ağzıma batsa zararsız İçimden geçsem yeniden Belleğimin dışına düşsem Aklımdaki tortuları Bir çırpıda yok etsem Kendim isürüklemekten yoruldum Beni yeniden keşfedip Yeniden yürütebilsem Rengarenk şekerlemelerden Kutu kutu yalanlardan Yağmur kokusundan Doklardaki çekiç seslerinden Yosun kokusundan Balıkçıların ağlarından Boş arsaların kuytularından Yeniden doğsam Bildiklerimi unutup Yeniden öğrensem bilmediklerimi Bu kez Urduca konuşsam mesela Bir hintli olsam Bahriyeli olup belki Deniz aşırı dolaşsam Bir adam olsam bencil mi bencil Bir efsuncu olsam ve Şifa dağıtsam Boş baksam her yanıma Beklesem otobüs duraklarında Başım dönse yükseğimden İşte öyle biri olsam Alelade Semah dönsem kendimden geçerek Maden kazsam kayaları aşarak Bir bilmece olsam kimsenin bilmediği Bir zaman olsam herkesin geçiverdiği Sarnıç olsam susamışlara imdat Korku olsam kırılmışlara inat Sen olsam ve anlasam Ney ebenziyor sen olmak Seni taşıyıp ömrünce Senliğine katlanmak Çabuk vaz geçerdim galiba sen olmaktan ben Kırmak vardı Yıkmak vardı Sıkıydı yumrukların çünkü Beceremezdim Her şey olabilmeyi becersem de Sen olup Sen kalmayı Sana katlanmayı |
Çok güzel bir şiirdi.
Kutlarım...