GECE BEKÇİSİGece beksisin sen Karanlığın koynunda nöbet bekleyen Gün ağarmadan seçilemeyen Soğuk bir ay gibi kabuğuna çekilmişsin Yetim yıldızlara ana kucağı kolların Ve yanında olmak isteyipte Meskeni mekânı birkaç mısra olan Şimdi güneş doğar tan yerinin karnından Götürür geceyi nöbetin biter Sen ters düşmüşsündür gündüze Bir damlacık içtin diye özgürlük şerbetinden Açıyorsun diye kardelen gibi kar altından Boyun eğmedin diye düzene Sevda çiçekleri büyüttü diye yürek Kahramanca ve inatla Sizler onu yargılamadan astınız ya geceye Bu şehrin mağluplarına karışmadın işte İstanbul ağlamaz oysa Eylül yağmurlarıyla boşaltır içini Soğuk taşlara çarpa çarpa gözyaşları Vurur kaybedenleri Islatır kaldırımda yatanları Üşütür sıcacık düşlerini İstanbul sevdalıları yakar Hep savrulsa da kül kül İçlerinde kor kalır Susanlar? Harcanmış hayallerin ervahıyla inler Sen bu sokakların kadını değilsindir aslında Yağmur sularında çırpınan bir serçesin Yüzünde kasırgalar kopsada Ne olur inancını yitirme sakın Biliyorum, geceyi gökkuşağına çevireceksin |
en akçıl yarınlarda umut olsun dizeleriniz.
saygılarımla kutlarım.