SENİ ANDIM YİNE… BU GECE DE…Katran karası bir gecenin koynunda, Seni andım yine… Hayalin pusu kurmuş, gerçek sandığım düşlerime Sen, uykuya dalışım güneşin kayıplığında, Gözlerimdeki ipek perde, her gece salınan. Seni andım bu gece de Anmadığım an yine anmak sözüyle. Başı, sonu ne fark ederdi ki? Ucundaydım işte hiç bilmediğim alelade bir sokağın. Uzayıp giden yolların koyuluğunda, Tanıdık bir ışık ararken buldum göz bebeklerimi Şaşırdım… Yıldızların bile sahiplendiğin bir geceden korkmasına şaştım. İnanamadım, siyahını griye çeviremediler. Yapamadılar… Utandılar üstüne bir de, kendi renklerinin açıklığından. Söndüler tek tek… Uzun sürmedi mazide kayboluşları Neyi düşlesen yaptılar Taptılar sana peşinde sürüklenircesine Öylesine özendiler ki, kâbusa çalan rengine Minnet duydular varoluş nedenlerinin katiline. Bense göz yumup bu caniliğine, Aldırış etmeden kâbuslarımı çağıran korkunç cinayetine Seni andım bu zift kokan gecede de… Yoruldum… Nehirlere özenmişti zaman, Sessizliğe meydan okuyan bir şelalenin eteklerinde… Kayboldum. Ruhumu aradım okyanusunun boğumunda Su tutmayan çatlamış bedenimle. Avuçlarında ıslatmıştı zaman, öldürmemek için telaşlarını Aciliyetinde yetmedi nefesim… Yetişemedim. Gerisinde kaldı adımlarım Yoruldum… Ölesiye hem de... Ama uslanmadım… Seni andım kirlettiğin her nefeste. Zamanın azizliği işlemişti tenime. Saniyeler vardı hiç durmadığını bildiğim. Onlar sandım gözlerimin önünde soluksuz dönenleri Yanıldım… Saatlerimmiş acelesi olan, saniye rolünde, Bense… Yelkovandım sadece, duvara asılmış bir saatin hapsinde. Yenildim akrebinin oyunlarına kapılıp. Peşindeyken durup aniden, izledin önüne sürüklenişimi Güldün bir zafer edasıyla. Sen sandın ki kaybettim izini Oysa ben, hızımı alamadım tekrar düştüm peşine Döndükçe döndüm takibinde, aldırmadan hainliğine. Kırıp döktün tüm saatlerimi, Sana göre özgürlüktü bana vaat ettiğin. Yanıldın… Kandırdın sadece kendini gereği varmış gibi Ben ki itaatkâr bir yelkovandım sadece. Kanmış olsam da üzerine giyindiğin bencilliğine Yine de seni andım dönüşümün her devrinde. Aldırmadım hiç bana biçtiğin rollere Oynadım kahpeliğinin eşliğinde. Aldatışlarının ezberlettikleriyle. Tozunu dumanına kattım tüm sahnelerinin. Sen silkindin tozlarını, ben çektim içime. Bunu da yuttum… Boğuldum her nefesinde. Tamamen kaybettim kendimi bu defa da Silikleştim soluğunun bana vuran buğusunda. Ellerimi değdirdim boşluğuna. Savurdum peşimi bir türlü bırakmayan yokluğuna. Sonunda orada buldum seni Eşsiz sandığın bencil benliğini Seni bulan ben yitip gittim bu kez de Seninse… Bir hoş gelişin vardı yokluğuma göğüslerin kabarırcasına. Nafile çekişlerin dedim ben onlara ziyan ettiğin nefesimde. Olsun… Tüm lüzumsuzluğunu çekip sineme, Seni andım yine tam da bu gece. Katran karası bir gecenin koynunda, Seni andım yine… Unutulup giden bir isimdin zihnimde, Hatırladım, tekrar unutabilmek dileğiyle, Hiç vakit kaybetmedim birden silikleşirsin diye. Ve… Ben seni andım yine Her gece gibi bu gece de… 08.08.10/Pazar |