Otomobil Uçar Giderbir yarım, koyu kırmızı çarşının renkdaşına akarken çıkarsız bir yarım,bütünün iki eşit parçasından biri olmaya koşuyor doludizgin gülümse avuçlarında yarı belirgin geleceğimiz yürüyor..... bir yarım döner çeksene usta acıktım çabuk ölemem bir yarım ayakla yürüyen çocuğun şapkası olmaya geldim büsbütün sapanımda avcılar mastarımla göbekliliği düzlerim... heyyy gidi ’’yarınlar’’ diye söze başlayanlar dünü bilmeden koşulan koşunun içine tüküreyim her yanımda yivli muştular bir çekiç bir kararlı keski bir yarım isterik define bulmuş gibi yürüyen adamın kollarında balta kale/mim ihalenin hangi dalından kopardın o meyveyi yol ortasında yersin bir garip seferde gençliğin aşırı dozdan daldığı umutları bir yarım sandalyenin eski tekerleklerinde fildişi duruşu yerden yere vursamda kalbimi kırılmaz değişmeden kavşağın akışı barış’ım, ağladığım nedendir bilmiyorum beklemiyordum belki ama barışın barış’ın bende ki saltanatından haberim yokmuşta ondanmış yüzünde gördüğüm umudu avuçlarımda saklayışım ondanmış yarıma takıp kalmışlığım büsbütün üzüldüm, büsbütün genelde kadınlar için ağlardı değil mi erkekler ıslak ıslak sen söylerdin şarkını sen gülerdin sen bakardın ben senin gözlerinle göremezdim dünyayı sen ölmedendi sen sen beni hiç tanımayan dostumdun belli ki ben öldüğün gün anladım..... durup durup baktığın yerleri gördüğümde bir otomil uçar giderdi ansızın bir otomobil daha uçardı paramparça......... ismine bağdaş kurup gençliğim bekledim iyimser bir haber bültenini iyimser yüzün gibi..... ikizim gibi sevmişim seni canı acıdı yaşımın Ali Aydoğdu hangi ölüme en çok üzüldüm diye sorarsam kendime... bir hiç tanımadığım ablamın ölümüne, bir de barış akarsu’nun... |