MABETLERİN KALBİBizim öykümüz karanlıklarda geçiyor Gökyüzünün kasvetli kızıllığı ve Tüm ışıkları söndürülmüş gecelerindir hüküm Şimdi,mehtabı arayan gönlüm,uçurumlara Şelalelere meylediyor Hep boşluğu seyrediyor gözlerim Ayan beyan ortadayken Unutulmuşluğumuz,avutulmuşluğumuz Ansızın kesildi ardımız sıra yükselen nidalar Ey mabetlerin kalbi Ey zarif şehir Şimdi eskisinden daha karanlık odalar Ruh iklimlerimizin değiştiği günlerdeyiz Artık her çocuk gözlerini Mevsimsiz bir sabaha açıyorken Acıyor İçimiz acıyor İki dudağımız arasına sıkışıp kalan sözlerimiz… Boşluğa asılı gözlerimizden Bir atom bombası gibi düşerken Mermer eşiklere Biz hala uçurumun karanlık kıyısındayız Oysa bir zamanlar Aynalardan ruhumuzun derinliklerine bakmıştık Köprüleri atmış Bütün gemileri öylece yakmıştık kıyılarında Şimdi sen kara bağrımda ağrım Ey mabetlerin kalbi Ey zarif şehir Şimdi sen eğrim doğrumsun Ey bütün başlangıçların son bulduğu şehir Sakın ha dokunmasın duvarların ellerime Ahım,eyvahım sana da bulaşır El vurma tarihsiz günahıma Bilirim ki hep günahsızlar dolaşırdı sokaklarında Benimse şakaklarımda Her günahın sonrası Bir tel Bir tel daha ağarıyor Tan ağarıyor öpülesi gökyüzünde Ve ben ağır ağır zamanın kollarında eleniyorum Ey mabetlerin kalbi Ey zarif şehir Şimdi yüzüme kapanan kapılardan maverayı dileniyorum. ... Bileniyorum Muhammed Mehmet Gül |