Kefarete Batan GüneşGidiyorum… seyduna’m; //dudaklarımla mayaladım güneşi nehirlerine ah!... seyduna’m kilitledim ayrılığı valizime taşınmıyor hasretin gece rengi lahitlerde konaklıyor bakışlarım yokluğunda soğuk han duvarlarında arıyorum sıcaklığını kurşun değmiş gibi yaralar batıyor tenime acı yağıyor dilimin aczi/yetine diyetini ödeyeceğim elbet bu gidişin baykuşlar tüner ocağıma mengenede sıkışan ruhum sürgün bayırlarında seyduna koparıp atsan da zakkumuna yasaklı şehrinden biliyorsun ışığına hep zehirliyim ezelden... //bende ki senden çoktan geceli yıllarım iliklerimden yıldırımlar geçse de gece yıldızıma düşünce kutsal kâsesini mavi eteklerine boşaltıyorum saçlarının şafağı dolansın boynuma alaca karanlığımda idam sehpası kurulan darağacıma... salkım taneleri günahım inci gibi dizilirken ilmiğime yüreğim kazınıyor yağan yağmurlarında sebepsiz bir tufana tutuluyorum ansızın şafağında ninniler söyleyeceğim kefaretime batan güneşin şimdi seyduna’m gölgesiz şiirler yazıyorum kıblesi sana uzanan düşüyor alnım secdelerine kırmızı goncalar yetiştiriyorum yaprağını hazan vuran sabahına zebun olan gecenin nefesinde son bulacak esaretim!... |
Zevkle kaldım sayfada.
diyetini ödeyeceğim elbet bu gidişin /
bazen ağır ödeniyor oldukça. Selamlarımla.