İntihar BöceğimKimler kırdı kanatlarını hangi patikadan sardın sırtına yorgunluğunu vedalara vurmuşken Süleyman’ın mührünü keşişleme düştün avuçlarıma kolay sanıyorsun “secde” bakışlarından kaçışımı portakal çiçeği saçlarında serinliyor ağıtlarım aslında anlıyorsun yağmur yüreklim giz bulutuna sardığım bakışlarımı //ne olur daha fazla esme deli rüzgârım topuklarıma zaten onlar kirpiklerine prangalı// yürek cidarındaki derin yaralarında otacın olacak mıyım? ya da kürdanına yapışan kırıntı gibi fırlatıp atacak mısın? yapma “ateş böceğim” sakın haa kor bakışlarını vedalarınla kapatma bende bir firariyim aslında beni sen doyuracaksın teleğine sakladığın azığınla sen yaban çiçeğim yürek koyağıma ekiyorsun tohumlarını her geçen gün -mavi sakalında gurbetim artık- söz her bir ezamda sıcak buseni yeşerteceğim koklanmamış ellerimle yürek devinimde “gönül nikâhlım” vicdanıma teslim ederken ruhumu salâvatı okundu us’umun bahtiyarım… her gece tutuyorum "ateşi" avuçlarımda cennetinde yanacağım sürdüm yüreğimi kanatlarına kıyam’a durmuş bakışlarını yaşatacağım. |
İntihar ! O bir teslim oluş
Pervaneninki intihar değil
Aşk için ateşe düşerken
Bir derinlikte kayboluş..
Eğer gülün dikeninden ise yare
Otacı tabip neyler ona,
Dikene yaslanıp
Öylece kalmaktır belki çare..
Nasıl, Şirazlı Hafız'ın
Kabri olan bahçede
Ağaran vakte kadar bülbül
Ağlarmış ya !
Dikenden ayrılamazmış
O bülbül-ü sutean,
Sabaha doğru ölse de...
Aşk bir ateş,
Bitiren de bir damla su
"kavuşunca" aşk bitermiş,
Vedalarda gizli iksir,
Kavuşurken vedalaşmak,
İşte Rosa! gerçek aşk bu!
*******************
Benim gibi künt birine bile birkaç satır yazdıran bu güzel şiirinizin, adı daha başka olsa, sanki daha güzel olacakmış... Yine de takdir şairindir... saygılarımla efendim.