ÖLÜM
Berzah âlemine yapılır koşu
Canı kafesinden çözen ölümdür Denizde balığı gökteki kuşu Her nefes alışta süzen ölümdür Kabir kapısında kabir taşında Bebek bakışında hasta başında Kinin kıyısında aşk ataşında Kerem’in külünde tozan ölümdür Renkten renge boş yerine girmezsin Gökkubbe altında sefa sürmezsin Sebep varken memurunu görmezsin Kazma ile kabir kazan ölümdür Ebabil ağzında gizlenir taşa Yetimin gözünde bulanır yaşa Yoldaşı melektir yürür başbaşa Âlem-i cihanda gezen ölümdür Şehirde beyleri dağda çobanı Yakalar yakasın kurup kapanı Ne değişir sarfeylesen çabanı Fani defterine yazan ölümdür Teneffüs eylemez kabir okulu Orda açan çiçek berat kokulu Korur “ümit-korku” zırhlanmış kulu Sırra ermeyeni üzen ölümdür Böyle tanzim etmiş ulu Yaradan Her nefis geçecek şaşmaz sıradan Ölür müydü yoksa insan yaradan Aslında kan değil sızan ölümdür Sur’la bitecektir bu ölüm çağı Savurup atacak denizi dağı Âdem’den mirastır bu göbek bağı Gözükara çark-ı düzen ölümdür Çark-ı Devran (sy. 83) |