Mırrası acıdır sevgininYine! hazan sarısıydı gece ay düşürmüş yüzünü eteklerine iri göğsünden emziriyorken bulut iki rıhtım arası mavi sakallı dev çekti kılıcını kınından yıldızlar kürek çekiyor yalnızlığıma ben… elimde hiç bitmeyen tütünüm yılların izi kalmış tırnaklarımla irdelerken karanlığı; sevişen iki genç takılıyor oltama şen kahkahalar atan serçenin kanatlarında duman olup savruluyorum. şahlanıyor yalnızlığım tozu dumana katıp isyan perçeminden tuttuğum yağız atım dalıyor ormana haramilerden umut çalmaya kalkıyorum gizlice mührü vurulmuş ecelim giriyor koynuma boğuluyorum… kaç baharın köpüklü ayranını içmişti gönlüm kaç ırmağın azgın sularında yıkamıştı yüreğini aysberglere açmıştı pankartını belki söndürür yangınları donuyorum… /her sayfasına ayraç taktığım lirik ezgiler telli turnaya rehin vermiştim gözlerimi göç mevsimi tufanda kaybolan boş çuval gibi rüzgârda savrulup ıssız gemiye rota olan düşlerimi bundandır kıyılara kumsal oluşum sarı cadının alazında şafaklaşırken g/ece bir damla anason düşmese de ateşe ayyaş bakışlarım dalıyor boş rıhtımlara dalga dalga yağıyorken yüreğime yosun g/özlerin sağanağında ıslanacak dudaklarım belki! biliyorsun; gözlerim "sana" vardiya nöbetinde sızıyor ansızın hayallerin kirpiklerimden -bilmem kaçıncı dolup boşalıyor sol y/anımdaki kırık bardağım kanıyor yaralarım kol geziyor bu gün devriyede anılarım- ve bir ses gecemin en efsunlu ateşinde sanrı nöbeti sanki ufkumda patlayan Hiroşima gibi yakıyor kulaklarımı -“soyka moruk ” -yatmadın mı sen hala...? şimdi bir yıldız daha düşüyor boş hayallerime “acı” mırrasını içerken kaderin tadı damağımda ölüyorum… -Lâ ilâhe İllallah-…….! |
Lâ ilâhe illallah Muhammedin Resûlüllah..Selam sana