Okuduğunuz şiir 15.6.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
SANCILI
Çıldırasıya inliyor dilimin ucunda asılı kalan son cümle Düserse dudaklarımdan Bilirim ki bakıra dönüşecek gökyüzü Maviliklerine sürdüğüm yüzümün ardında kalan isterik arzular Yeniden avuçlarımda biriken dualar gibi Dağılacaklar, Ben dağılacağım…
„Kapat perdeleri“…
Sesinin ucunda kendini imha eden leyla hüznüne yapılmış Son masal Afişte bir yangının talan ettiği öfke artığı aşk, Kirpik uçları intiharlarında, Gözlerimde Geçmişin derin çukurlarına gömülen derin sancı...
Seviştiğin gecelerin yıldızları söndürdü ışıklarını bir bir Dokunduğun her ten sadece sen Ve hazların en uçlarında kekremsi bir yalnızlık Dilinde nikotin esareti Tiryakisi olduğun aynaların içinde suretin, bir başınalığını Müjdelerken
Hadi sen de ağla…
Ben şimdi Yeniden en başa sarıyorum, Hayat, ceplerimde eskiyen gün yaprakları Yabancı düşlere örtülüyor gece En tiz çığlığıma uyanıyor bedenim… Göğüslerimden kan emziriyorum kapımda bekleyen hasretin Yüzsüz çocuğuna… Sağanak dökülüyor mevsimini unutan yağmurlarım
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SANCILI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SANCILI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
„Kapat perdeleri“… Sesinin ucunda kendini imha eden leyla hüznüne yapılmış Son masal Afişte bir yangının talan ettiği öfke artığı aşk, Kirpik uçları intiharlarında, Gözlerimde Geçmişin derin çukurlarına gömülen derin sancı...
gomantik bir aşkın tutkusu gözlerine yansımkış resim çok objektif olmuş harika dost
kacirmisim... ama yakalarim Yildiz siirlerini ... bir yerlerde öyle Sancili bir siir alir yine beni ...
„Kapat perdeleri“…
Sesinin ucunda kendini imha eden leyla hüznüne yapılmış Son masal Afişte bir yangının talan ettiği öfke artığı aşk, Kirpik uçları intiharlarında, Gözlerimde Geçmişin derin çukurlarına gömülen derin sancı...
sairim cok yasa e mi ... sectiklerimde olacak bu siirin.. yine yine okuyacagim.............. sevgimle ............
Kardan kadınları, acıdan yüzü kamaşan çocukları sevmezsin sen biliyorum o yüzden sana yaşın kadar ertelenmiş bir ayrılığı getirdim. Ne olur yüzümün görümlüğü olsun bu k/ayıp.
Tebessüm etmenin ancak devrimciler için geçerli olduğu bu devirde gülmenin sahte paradoksunu çizdim dudaklarıma. Her sayfa kendi rızkıyla açılırdı. Ben her sayfada seni bulamamanın acısını çektim gözlerime. Kayıbım değilsen eğer neden içime her dokunuşumda seni körükledim soğuk sokak köşelerinde.
Geçmişini hep kendinde barındıran ve geleceğin getirdiklerinden utanan çocuğun büyümesi kadar sancılıydı kaybettiklerim. Hep sonra dedim sonra anlatırım kendime seni ne kadar çok kaybettiğimi.
Şimdi kayıplarımdan düşme intiharlara sarılıyor bileklerim. Hangi kadının yüzünde dinlendiğinin artık bir önemi yok. Kayıbımdın ve artık aranmıyordun… (alıntıdır)
Der ki yalnızlığın hüznündeki buruk/kırık, sızlayan yürek ve 'Şiir'; Ey hayat bana sunduğun yalnızlık; öyle hani dört duvar arasında tek başına kalmak gibi değil.. Bende ki yalnızlık yitip giden benliğim, giden umutlarım, kırılan hayallerim ve belki bir yerlerde bulma umuduyla tek başına geçirdiğim zamanın ta kendisi.. Öylesi derin/kahreden.. Ve öylesi yüreğim acıyor/sancıyor sızlıyor ki.. Kanayan yüreğim yalnızlığın karanlığında sanki boğuluyor.. Kimsesiz geçen bir gündüzün gecesi kadar yalnızım. Bak sadece gözümden akan yaşlar, yalnızlığıma eşlik ediyor.. Geçen dakikalar saatleri buldukça ben sanki gün be gün azalıyorum, tükeniyorum, dağılıyorum ve yalnızlığın koynunda anılarıma/yaşanmışlıklara/geçmişe sığınıp; tek başıma kimsesizliğimi büyütüyorum... Çok büyük keyifle okudum dizelerinizi.. Yakışmış yerine. Düşmüş güne çok layıkıyla, hakkıyla.. Kutlarım yürekten. Daim olsun yüreğiniz/kaleminiz sn. şair.. Saygı ve sevgilerimle...
sancıyı açığa çıkaran şiirin okuyanıyım... saçları simsiyah teliyle yalnız duyarak, sancıyarak işlenmiş bahtın akşamı bu biraz ağlamak kalmış, biraz ağla denmiş. ne dilinden düşmüş bir bakır tenli gökyüzü havasıdır bu ne de mavi sayıklamaların özlemi beter bir kimsesizlik şafağı kızgın kırgın kilometre taşlarına konulmuş hasret ahhh denmiş ki duyurmuş bir başka yüreğe ki duymuşum
kiraz armudu mevsimi bizim yörelerde şimdi ömrü vefa damağin tadinda şiir gibi.. ruha hitap için hatip olmak gerekmiyor hatim indirmek gerekmiyor düşünce ölümü henüz gerceğin kendisi değil ise beklenendir gerçek bekleyen yalan idi zaten..
Ben şimdi Yeniden en başa sarıyorum, Hayat, ceplerimde eskiyen gün yaprakları "Yabancı düşlere örtülüyor gece En tiz çığlığıma uyanıyor bedenim… Göğüslerimden kan emziriyorum kapımda bekleyen hasretin Yüzsüz çocuğuna… Sağanak dökülüyor mevsimini unutan yağmurlarım
Bir başıma Büyütüyorum Kimsesizliğimi... " güne hakkıyla düştü. saygılar şair
kusuruma bakılmaya
tebrikler