Sevda oyununu bozduğundan beri, Yüreğinin kepenklerini açamıyorum. Avuçlarımda sensizliğin kıyamet teri, Kınalı saçlarına yıldız saçamıyorum. Sessiz ölen bu adam, canlanır mı geri? Sürgün gözlerine esirim, kaçamıyorum; Sevda oyununu bozduğundan beri.
Çözüldükçe sıkılaşan halatlar gibiyiz, Kendimden vazgeçsem, senden geçemiyorum. Hüzün saraylarının tapulu sahibiyiz, Mutluluk iksirini elinden içemiyorum. Sağır mahzenler, kör kuyuların muhibbiyiz, Hangi sarmaşık ip senin, seçemiyorum? Çözüldükçe sıkılaşan halatlar gibiyiz.
Yokluğunun sarı sularında dümensizim, Kanadı kırık martıyım, uçamıyorum. Yıllar sırtımızdan vurdu, dermansızım; Lâlezarı zakkumlar sarmış, biçemiyorum. İçten içe yakar közüm, dumansızım, Metruk Kırık/han’dan, göçemiyorum; Yokluğunun sarı sularında dümensizim.
Alaca bir at gibi kesilir nefesim, Hendekleri, sarp yokuşları aşamıyorum. Demirden mi yoksa çelikten mi kafesim? Zincirleri kırıp, sana koşamıyorum. Hayal zindanlarında mı tükenecek hevesim? Bil ki ben sensiz hiç yaşamıyorum; Alaca bir at gibi kesilir nefesim.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.