UZAK BIR HAYAL OLDUN ŞEHR-İ VAN’IM
Anıtı dikilmiş inci kefallerinin olduğu yerde
Doğu’nun gizemli şehrinin tam merkezinde Bir kamu binasının yüksek balkonundan uzaklara Mola anlarında bakardım üstündeki bulutlara Sıgara dumanını içime yudum yudum çekerek Yarımay gibi yükselen bir dağdın sen ey Erek Sordum dostlara söylemişlerdi senin adını Seyreyledim gün be gün, ben Erek dağını Bazen gün batımı zamanlarda hüzünlenerek Bazen yeni başlayan güne gülümseyerek /Konak, Erek, Edremit, Süphan, Erciş, Kefal ve Adır Güftesi henüz yazılmamış, bir şarkının notalarıdır/ Kalesinden kuşbakışı seyreyledim şehri-Van’ı Bir festival coşkusu vardı, festi-Van zamanı Kalede davul gibi şişmişti yorgun ayaklarımız Sızlıyordu birazcık kondisyonsuz bacaklarımız Edremit’te romantik bir gün batımı zamanında Dostlarla başbaşaydık biz, bir masa etrafında Sodalı su yorgun ayaklarıma ne de iyi gelmişti Gün batımı güzelliği bambaşka bir tat vermişti Ince belli bir bardaktan yudumladığım çaya Ayaklarım sudayken yaslandım da bir kayaya /Konak, Erek, Edremit, Süphan, Erciş, Kefal ve Adır Yanık bir türküdür, içli ağıttır, hüzzam bir şarkıdır/ Süphan Dağı nazlı bir gelin gibi süzülür durur Gölün öte yakalarında düğün dernek kurulur Martılara kucak açmış, düşsel bir cennettir Adır Bilirim ki, adada Sona’nın ayak izleri vardır Içimde kalan tek uktedir; Akdamar Adası Van’da Kahvaltı sokağında gönlümce dolaşamasam da « Bak hele bak » Yusuf Konak’ta neşeye erdim Dostlukların en güzelini ben şehr-i Van’da gördüm Doğal kuş cenneti Adır’da kuşları göremedim hiç Kuş kanadına bağlı aşka, doyunca eremedim hiç Uzak bir hayal oldun şehr-i Van’ım, şimdi içimde Yanık bir türkü gibisin, mırıldanıp dururum dilimde /Konak, Erek, Edremit, Süphan, Erciş, Kefal ve Adır Van kedisinin bir gözü, yeşil Erciş, diğeri gölde mavidir/ Ercişim, Eganis’im, Sona’yı bildim sende Gece koynunda yattım arkasını göremesem de Yeşillerin arasında kaybolmuş gizemli bir şehir Ne çok saat kuleleri vardı, her yerinde bir bir Büyük cami meydanında oturup çayını içtim Sona’nın ayaklarının değdiği yerlerden geçtim Haydar abinin semtine, Haydari mahallesi dedik Tekrar geleceğim dedim ama bir daha gelemedik Beyazıt’ın doğusundan yol almıştık Ercişe doğru Iki yanlıştık biz, zaten dönemezdik geçmişe doğru Sona’yı yol ayrımında bırakmıştım sürülerin arasında Yanık bir türkü yükselir şimdi Beyazıt’ın en doğusunda Bilemezdim üç yöne giden yolun, bir yol ayrımı olduğunu Bilsem de, bir noktanın, cümlelerin sonuna konduğunu /Konak, Erek, Edremit, Süphan, Erciş, Kefal ve Adır Kabuğun altında saklı kalmış, hep kanayan yaradır/ Metin Başol- Ankara 8-11 Haziran 2010 |
eyyüpnogay tarafından 6/26/2010 5:01:33 PM zamanında düzenlenmiştir.