Tek Kürekli Sandal
tan kızılı bir selam yolluyorum ateş yüreğine
başka sevdalara açılırken yüreğin gecenin koynunda suskunluğum çığlık olur solgun bir gül öne eğer başını ötelerde kilometreler anlamsızdır artık yüreklerin uzaklığında bir sessizlik yükselir dört dağ içindeki yabanıl bir şehirden hüzün en coşkulu haliyle gelir canıma değmeyen canımın bulutlarına hüzünlü bir melodi yankılanır dolar gözlere gece karanlığı yürek buruk; uyku firardadır buğu kaplar ocakta tıkırdayan çaydanlığı teğet bile geçmez olur uzak sevdalardan kırık bir kuşun kanadı ağızda tembel bir türkü gibi dumanı yükselir pis kokulu sıgaraların içindeki zehiri alamaz dumanın katranı düğüm düğüm düğümlenir dört günlük rüyanın hatırası uzanıp bakarsın gözler esir tavan arası suyun tersine tersine akarsın zamansız bir sevdanın anlamsız haykırışları boğar geceyi dile getirip söyleyemezsin iki heceyi gerçeklerin ötesinde hüzünlü bir hayal kalır uyanırsın düşünden yüreğinde solgun bir güle hasret kırık bir dal kalır içinde güller açar dikenlerin arasında bir ruh ayrı kalır eşinden iki damla yaş düşer gecenin yarısında ince bir sızı yayılır döşünden acı damlar yanağına o buruk gülüşünden tan kızılı bir selam yolluyorum ateş yüreğine nerde kaybettim tekini bilmiyorum sandalda tek kürek kaldım döner dururum kendi yerimde anlasana ne olur çok muhtacım küreğine muhtacım yüreğine 15.03.2010 1000GÖL-01.23 Metin Başol |
bir Yasin bırakarak mezarlığına