Kanadı Yırtılan Buluthep bozardı sevecen çocukluğumun eğreti oyunlarını iki kuzunun yaylımında gözlerim indirirdi kanatlardan telaşlarını öfkesinden alırdık nasibimizi içimize işleyen zatürrelerde hep kızardı sanki kanatlarına saplanan oklar ucu lastik sapantların iziydi unutmuştu paratoner dallarını sanki bizdik üstünde gece sefası ve oradan kovalardık yıldızları hep sızardı içtiği alınterinden gecelere muradlarda tutulurdu dilekler duvağını yellendiren tazelerde sabi sübyan bebelerde kavuşurdu kanatlar pamuktan ninnilerde yüreğinden ırgalardı zalimliğe ne demeli öfkeden çekilen kınlara bir çiğdemi gölgelerdi hüzün ekerdi tarlaya kanadı düştü sevdaya bölük pörçük buluttu başında ağıt emziren öfke sağanaklarında kahır yüklü Anadoluydu üstünde püsküllü atlar gözlerde şehla bakışlar içine akardı gözyaşı yırtık kanadından bohçalar sarardı sevda katarı Turnalara…. 24.05.2010 “var git Turnam kanadın yırtıktır” “yar el olmuş muradın kırıktır” |
ışıkla