Zehirlendin aşk dilinin kıvraklığındagünahı yıkanmış çarşaflar seriyorum yatağına daha nice gecelere gebe zaman gizlice adını duymadığın sevdalar sokuyorum koynuna tereddüt etme seviş nefsini körelt şehvetin yakalandın kaç kez soluksuz hayata geri verilen tek sey artık hiç bir şey çıksın canı tenin ki kirlenmesin değer bulmaz ellerde dökülen beyaz patiskaya namusun kırmızı yüzü yeminliydin her kırılışında kanatların niyeti bozulmamış sevdalara ayıklarken saplanan okları arınmıştı kanın dünya kirinden ak paktın yakalanırken bir fani ağına vakumlanmış acılar mahzeniydi için irin akıtıyordu dışın zehirlendin aşk dilinin kıvraklığında uyanmak için mi ölmüştün...! Sude Nur Haylazca |