Kavgamın yortusu
/siyah beyaz ayırışında kavgamın yortusu/
ne zaman küssem nazıma çoğalır ağlamalarım hıçkırıklarımı yutar köpüren deniz söker içimden çocukluğumu babamın yokluğu büyüdüğümü hatırlatan annemin hırsa kamçı sözleri örseledikçe beton misali hayata tutunuş dökerim düşleri oysa; mim koyup hatırına vurabilirdim topuğundan kırçıl saçlarını geceye salan kederi birikip kesilmeye kırmızı kurdeleli hülyalardan şartsız sevebilirdim elmayı hiçe sayıp bölünen çürümeleri yatağımda yalnızlığın parmak izi dönüp duran tutsaklıkla kırık gecenin bitimi sabahın kıyısında mahçup günahlar tuz serili mavide kum kum sarılıp dalgalarıma dağılabilirdim olmasaydı; binbir gece satırlı yastığımda kana bulaşmış kabuslar kavrayıp kıvrımlarından anıları okşayarak büyütebilirdim cılız umutlarımı meğer; yüzümde tanrının unutmamışlığının asırlık gülümsemesi hâlâ Pollyanna`cılık oynamak ister içimdeki b/acı Sude Nur Haylazca |