ELVEDA
Bir akşam üzeri idi,
Güneş yüzünün yarısını gösteriyordu, Tıpkı senin gibi. “Konuşmalıyız dedin. Sahilde buluşalım” Suçlu bir çocuk gibi yaklaştın. Tek bir kelime söyledin. “Elveda” Ya da başka şeylerde söylemiş olabilirsin. Ama ben duymuyordum. Duyduğum tek söz oldu. “Elveda” Sonra arkanı dönüp uzaklaştın. “Gitme” dedim ardından. Kendimin bile zor duyacağı sesle, “Gitme” Orada öylece durup, Yokluğuna baktım bir süre, Yitirmiştim seni, Yoktun artık, Yoktun. Sanki, kanım damarlarımdan çekilmiş. Ruhum, seninle birlikte gitmişti. Oturduğum banka mıhlanmıştım. Kıpırdayamıyordum. Herşey, herkes susmuştu. Deniz bile kımıldamıyordu. Benimle birlikte oda donup kalmıştı. Boşluğa yuvarlanan, bir taş gibiydim. Düşüncelerimi, hislerimi, duygularımı, Her şeyimi yitirmiştim seninle birlikte. Kafamı kaldırdım, Gökyüzünde yükselen aya baktım. Zaman kavramını unutmuştum. Acaba saat kaçtı? Kolumu kaldırıp, saate bile bakamıyordum. Ne zamandır burada, Böylece oturuyordum? “Yok mu, dedim kendi kendime Yok mu artık, Dönmeyecek mi, Gitti mi, Gittin mi?” Gitmiştin. Sonsuz bir yalnızlık hissettim, O an iliklerime kadar işleyen, Sonsuz ve ……………acımasız. Zehra Atasoy |