BEBEĞİME
ruhumun en naif telini taktım enstrumanıma
sana lirik düşlerden sesleniyorum 13 şubatın 14 de düşen akşamında uçsuz bucaksız bir yerden gittikçe başına küçülecek bir diyara geleceksin aylar sonra sana yüreğinde kelebek misali kıpırtılar biriktiren bir anne ve mahur şarkılarla sarhoş birbabanın düşler çemberine müdahilsin artık kumar buya saklı bir dehlizden sonsuz bir demden düşeceksin ankadar kısa zaman kadar uzun dün kadar bitmiş bugün kadar anlamsız ve yarın kadar esrik bir hayata... bebeğim uğruna cenderelerden geçtiğim etime bıçak ruhuma neşter yediğim baban sana bir dünya kuruyor sahipsiz sanma düşlerini mazlum değil isteklerin... seni yakamozlu gecelerde lirik nennilerle gül bahçesi gibi bir yarin koynunda zifiri düşlerde bir yıldız kadar uzak hesaplarla uslandıracağım bebeğim yaşamak buya bütün düşlerimi sevinçlerimi sana programlayıp kendi keşmekeşimi hiçe sayacağım saklı bir vaha gibi berrak bir dehliz gibi seni sakınıp kokunda evrenin kutsiyetini içeceğim.... bebeğim senihiçleşmek pahasına seveceğim... baban |