Mayıs Sancısı
Çığlığım
adımı adıyla kırbaçladığım kesik damarları ılık esintimin keskin bir dalga böler uykusuzluğumu ve adım kendini hesaba çeker bilmem sancım hangi harfinde saklıdır isminin bir mayıs daha geliyor avuçlarına sızıyor toprağımın yalın bir tını içimi koyak koyak kemiriyor hasret utanıyor yokluğundan soluk rengi sabahımın kırk tas yükü günahlar suretimde mazlum kavgalarda silkiniyor gözlerimin bebekleri çelik nohut çorbası yudumluyor hasretimin çocukları aş sancısı ekmek yokluğu zalim hoyratlığı kafesine sığmıyor içimin öfkesi ama yinede herşey senin sancınla dokunuyor kimsesizliğime hiçbir el senin kadar zalimce patlamıyor suretimın orta yerinde mevzi mevzi savaştırıyor beni kendiyle zaman artık direnişi derin bir ızdırap kuyusu gençliğimin ve yavaş yavaş tükeniyor diriliği kendimde biriktirdiklerimin... |