MÜEBBETİMSİN...
İkiye bölüyorum
hayatımı ve duygularımı. Hayatımı dostlara ve düşmanlara ayırıyorum. Duygularımı da aşk ve nefrete terk ettim bildik gelen emanetlerimi.... Savaşta, savaşmaktan başka birşey düşünmeyen komutan gibi, geliyorum sana... Seni tutkuyla ve kaybetme korkusu ile severek. Seni sevmekten yorgun düşmeden. Gülünç bir gurur tebessümünü monteleyip yüzüme, geliyorum. Ürkütücü dürüstlüğünle bulacağım seni. Bugünlerde diğer insanlarda az rastladığım kararlılığınla. Fettan vücüdun ilk karşılaştığı ilgiye vurgun, oradasın. Hakettiğin, sana senden fazla güvenimi getiriyorum heybemde... ekmek kırıntılarını paylaşırken özlem sularınla, parmaklarım değiyor saçlarına, bağırıyorum ! Bağırıyorum ; Hazırım artık diye. İstemenin tadını unuttum ben, hiç kimsem olmadı benim, hayatta hiç birşey isteyecek. Şimdi, sadece senden, hazır olduğumu bilmeni istiyorum. Kanlı savaşlara, kansız entrikalara, kurşunsuz ölümlere, ipsiz idamlara hatta, hatta susuz nehirlere bile, hazırım. Ölmeyen bir yüreği serdim yoluna ben öldürüp, kırmak elinden gelmesin diye... Şimdi sana geliyorum, bu sessiz cinayetimin mÜebbeti ile.... |