karışık bir geceay düştü düşecek gecenin koyuluğundan gözlerimin dalgın oluşundandır belki de. ah ne çok isterdim şimdi bir martı çığlığını kulaklarımda. dertlerin büzüşüp sıkıştığı koynumdaki hüznü süpürse bir anlık, bir anlık unutabilsem... ben ki; koca şehre sığmıyorum şu an ben ki; uykulara kaçamıyorum şiirlerim yosunlaşmış içimdeki mızmız çocuk suskun kaderin cilvesiyle oynamayı bırakmışım kırsam mı diye geçiriyorum aklımdan tüm kalemlerimi sebebim olsa sırf ağlayabilmek adına kursağımda kalmış bir lokma ekmek gibi düşüncelerim de boğuluveriyor kafamda... dün kadıköy’den aldığım kemanımı tıngırtatıyorum biraz çalmayı öğrenemedim henüz ilk dersimi aldım bugün, ne heycanlıydım diye düşündüm. vardır her insanın ömrü hayatında böyle karışık bir gecesi yatsa yatamaz, ve kuruluverir hiç şaşmayan bir saat misali beyin akrebi yelkovanı döner durur tıpkı dört duvar arasında gezinen bedenim gibi. masamda duran sigara paketimin üstündeki yazıya kaydı gözüm ’’sigara içmek öldürür’’ sahi ya öldürür di mi? varsın atın ölümü arpadan olsun diyen atasözünü çektim içime ’’ohhhh’’ diye, üfledim son nefesimi üfler misali şimdi bir huzur doldu ruhumun derinliklerine boş dünya deyiverip, yaslandım döşeğime... |