sız(ı)
gözlerin ne vakit
sızdı yüreğime ellerin ve şımarık saçların... sen süslüyorsun ciğerlerimi nefesinle aldırmaz anlaşılmaz görünse de gözlerin yüzünü bir sandal yapıp gezinmekte en dalgalı denizlerde sevdiğim(ce) duyarlı olabildiğince esrarlı bu hayat hangi kıyıda taşıdı seni bedenime kuruyan kabuklanan yaralarımın yaması diye bilemedim hiç tarih tutmayı gün saymayı isim koymayı ne ismini andım ne türkünü çaldım anlamsızım belki de fazla duyarsız sevginin muhasebesini yapmadım |