sus payı
bir şiiri daha ipe çekti
müebbetlikler derdime ortak aramıyorum ortaklığı da sevmem zaten senden sonra güller de gitti resimlerin de terk etti beni (zaten bir sesini duymuştum) sesinin suretinden oluk oluk inşa ettiğim şehrin duvakları da karaya oturdu ilk fırtınanın saygı duruşuyla haklıydı şair bir şeyleri saygılı kılan susmaktı uzun bir sus payı bırakıyorum seninle aramızdaki kilometrelerceyi doldurabilsin diye gözlerin karaydı sanırım ama onlar parlayabilsin diye ateşe verirdim her geceyarısı kendimi her sabah yeniden doğardım gözlerinde sen hergün başka güzel bense yeniden aşık bu denklemi çok bilinmeyenli yapan eşitsizlik kümesine bu parabolü sonsuza götüren paralel evrene de sözüm yok amma yüreğinin dar sokaklarında kendimden saklanıyorum gözlerinde gülebilmek için her geceyarısı kendimi yakıyorum |