Karanlığın Aydını
O devirde öyle ki, din ile diyânete
“Karanlığın aydını”, hiç durmadan çatardı. “Çağdışı”, “çöl hukûku”, derdi fırsat buldukça O kutsal değerlere, her an çamur atardı. Neler gördü bu millet, neler yaşadı böyle Bu tür bir eğitimden, adam çıkar mı söyle? Resmen “uyu” dediler, biz de uyuduk öyle “At” la başlar alfabe, “karga” ile biterdi. Ayık olan bizlere, her gün içirdi meyi Sundu; “eskiyi unut, yeni yolu tut” deyi Ne yaptıysa halk için, güya yaptı her şeyi Ülkenin her yanında, kel kargalar öterdi. Çoğaldı bu vatanı, parsel parsel kapanlar Bunu yapsa kim yapar, o özünden kopanlar Bizi bizden eyledi, tüm bunları yapanlar “Yerli malı gâvurlar”, yabancıdan beterdi. Bu millet sulamıştı, vatanı kanlarıyla Çanakkale, Sakarya, Dumlupınarlarıyla Buna rağmen o sistem, bütün organlarıyla Mâziden kopararak, halkı küfre iterdi. Umarım ki bu illet, sirâyet etmez öze Zülfü yâre dokunur, ne gerek fazla söze Kalp, kulak mühürlenmiş, mânen kör olmuş göze O güzelim değerler, diken olur batardı… 02/04/’10 Hanifi KARA |
Tebrik ederim...
Selam ve saygılarımla...