Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
Okuduğunuz şiir 15.3.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Mustafa Zorla
" Şuarâ-yı Lâklâk'a "
Vurdukça ses geliyor, tahtasına çiviyi; Vurdum vurdum geçmedi, anlamadım bu işi! Patates diye doğrar, elindeki kiviyi; Çok korkuttu titredim; acep geçer mi dişi?
Elinde çırpınırken vah zavallı kalemi; Tutarsızdır kelamı, saçma sapan yazıyor. Kendisi “çok akıllı” saf belliyor alemi; Biraz pohpohlanınca, azıyor da azıyor!
Doğruyu söyleyince, “kibirli” olur adım… Azıcık eleştirsem köpürür birden bire! Güzellik niyetimdir kalitedir muradım; Övüp kutlamak varken öldürdün yere yere!
Kim takar ki söyleyin, adi kıymetsiz yüzük? Elmas ile kömürü, söyle bir mi tutalım? Evir çevir lafları, sun bize ezik büzük; Dök sayfaya içini okuyarak yutalım!
Yazar, bozar, dağıtır; caka satar millete! Kaprisinden çıldırır, çamur tutmazsa kızar! Enaniyet ehlidir, yakalanmış illete; Küpte ne varsa bil ki, dışına hemen sızar!
Kargalıkta meşhurken, bülbüllüğe özenmiş! Kim verdiyse eline, kıvranıyor mikrofon! Anlamadım bir türlü, ne acayip düzenmiş; Çalıyor ayrı telden, çelişir şiirle fon!
Kürek çekmiş garibim, yarım asır boş yere; Acıyanda çıkmamış, zavallının haline… Nara atar sarhoşça, ağzı alışık şerre; Kim ağlar senin için; yan kendi ihmaline!
Bilmiyorum var mıdır kendine özgü tarzı; Mahkeme duvarına benzeyen suratının? Şeytani haykırışla titretir arşı,arzı; Sende toplanmış isi; doğunun ve batının!
Mesnetsiz ifadeler, cümleler abuk subuk! Yardın, sözle başları; kırık dökük anlamlar… Sendeki müzmin yara, asla bağlamaz kabuk; Vah zavallı üyeler, şiir var diye damlar!
Ayırt edemeyenler çınarla maydanozu; Hani nerde farkınız sürüdeki koyundan? Yetenek yok, elinde kelime kavanozu; Anlamazlar hâlbuki, gölgen uzun boyundan!
“Usta şair”, “şaire”; “üstad” ile iç içe; Her telde özge bir raks, her nabza ayrı şerbet… “Üstadem” , “has şairem”, “şiirde kraliçe”!!! Aman kaçın geliyor; tam tam ederken nevbet!
Kalmışsın tek başına, terk eylemiş sevenin; Cüda düşmüş huzurdan; kahrına olunca ram; Duyarsızlığı mıdır, kös dinlemiş devenin? Çabalama beyhude, mutluluk sana haram!
Mânâ, pozdan çıkınca, yanar bir bir sözcükler; Sazın söze uymuyor, neye yarar boş çaban? Yazık, sana gaz verir, dalgalı gülücükler; Kurtlanmış kalbin, kafan; yok ki başında çoban!
“Dilime dolanırsan, doğrarım dilim dilim” Boş lafları dizersin, sanki büyük marifet! Ayağa serilmiş de, yıpranmış eski kilim; Yaptığın saçmalığı, gücün varsa tarif et!
“Cik cik” ettin olmadı, “gak guk” etsen olmaz mı? “Gulu gulu” haline alıştık biz nasılsa… Sesini dinleyenler saçlarını yolmaz mı? Sallanan ibiğini çekse biri asılsa(!)
Dişi parlar hiddetten, gubarır telekleri; Hindi sesi çıkarır, karga asaletiyle; Sayamadım, duvara astığın elekleri; Yattığı samanlığı yakar hararetiyle!
Ne yazdığını sorsan “hık mık” eder tıkanır; Ölçüyü bomba diye götürür karakola! Kafiyeye aldırmaz, boş anlamla yıkanır; Gel, yiğitsen kafa tut, saldırır sağa sola!
Orjinal olmak için girer binbir kılığa; At, yılan, baykuş sesi, birbirine karışır. Alkış tutanlar da var, bu rezil saçmalığa; Dilinde kepazelik, hamaketle yarışır!
Hiç kimseye bırakmaz ustalığı elinden; Her yazdığı “şiirdir” yazmadan da duramaz; Borandır, fırtınadır kaçınmalı selinden; Hakikatte tek cümle, layıkıyla kuramaz!
Hani, felekten yemiş, kalbine uçan tekme. Çelişkili sözleri başına bela olmuş; “Tertemiz yüreklere fesat tohumu ekme”; Diyene aldırmamış, kalbi gübürle dolmuş!
“Sana bir kulp takarsam kendine gelemezsin” “Kopar kızıl kıyamet çıkamazsın ininden” Cürmün ne ki zavallı, kefeni delemezsin! Darbe yersen şaşırma, ta ki en derininden!
Ey ahmak-ûl hümaka, şuarayı laklakan! Şiiri tahrifine zannetme ettim sükut; Sükutun ziyadesi, hem zilleti hafakan; Alemi saf belleyip, azma kebir-i angut!
Şiir diye alkışlar, duvar yazılarını; Kudurur kıskançlıktan usta kalem görünce! “Cam fanusla” aldatır, çarpar bazılarını; Aklı başına gelir, defterini dürünce!
Ey kâri! Zannetme ki, bu çeşmede oluk var; Kurumuş gitmiş çoktan, boş tarlanın başında! İnsan sureti giymiş, kocaman “korkuluk” var; İlim, irfan, hikmet yok; yıpranmış kumaşında!
Biz ne dersek diyelim, durmaz asla yerinde… “Cehli mürekkep” desem, eksik kalacak sözüm. Zanneder ki okuyan, “manası çok derinde”; İyi bak, göreceksin, saçmalıyorsun gözüm!
Karakterin çok uzak, adaletten ve haktan. Merhamet var mı söyle, şeytanın kitabında? Artık ayırman lazım, manzumeyi nifaktan; Kelime işkencede, biçimsiz hitabında!
Çapraz çapraz bu şiir, ölçüsünü sayda bul, Çaban boşuna senin, bozamazsın nizamı. Niyetin hizmet ise, anlaşırız gel, kabul; Gençlere örnek olan, yıkar mı intizamı?
Hüznünü anlıyorum, saçına yağınca kar; Beyhude yaşanmıştır, yoktur zira dönüşü. Aman fazla ağlama; sonra makyajın akar! Al sana canlı yayın; “bir yıldızın sönüşü!”
Neşe, sevinç, mutluluk, yenilir merakına; Hırs ruhunu sarınca, belayı arar bulur! Husumet yakışır mı, saçlarının akına? İblisi dost edinen, mutlaka zarar bulur!
Denk olsa kalemimiz, tat verirdi atışma! Lakin sana değmez ki, çabalarım boşuna. “Yaş odunsun” çok normal, aman sakın tutuşma! Devam edeyim eğer gidiyorsa hoşuna!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
" Şuarâ-yı Lâklâk'a " şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
" Şuarâ-yı Lâklâk'a " şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ben bu şiiri kırk gün sonra okumanın hazzını yaşıyorum. Şiir dedim yanlış demediğimi umarım Canbolat bana deseki abi bu okuduğun ne ben şahsıma şiir demem bir kamyon taş derim bir kamyon at atabildiğin kadar bitmez birkere yarısını bana atar Canbolat. Şiirinde kendini yükseklerde görenlere attı taşları ukala olanlara attı atmakla kalmadı verdi veriştirdi haksızlık yaptı diyenler oldu herkesin görüşü ayrı ama haksızlık yaptı diyenler şiiri tam okumadılar galiba çabuk çabuk üstün körü okuduklarını sanıyorum. Burdaki mesaj yazmasını bilmeyenlere ( mesela bana ben yazmasını bilmem ama iyi yazarımda demem ) bilmeyip çok iyi yazıyorum diyenlere kendilerini kral kıraliçe görenlere gönderilmiştir .Şiirden pay almak isteyen çok kişi var alması gerekenlerin isimleri yazılmadı ama bunu anlamayacak kadarda cahil değiliz ben kendi payımı aldım herkes alçak gönüllü olup payına düşeni alsa Canbolatın yüküde hafifler. Ben bu şiire şimdi yorum yazıyorum çünkü Canbolatı yeni tanıdım ne gibirli ne gururlu nede şımarık Tipik bir Anadolu yiğidi alçak gönüllü yüzü gülen ahlaklı Atatürkcü namazını kılan bir öğretmen. İsim vermeyeceğim ama bir arkadaşı dediki bu siteye Canbolatı kendim getirdim, elimle bir canavar yetiştirdim galiba tabiiki bu söz espiride olsa ben kabul etmiyorum. Yorumlarda Afet ablanın yorumunu okudum dedimki kendi kendime oğlum payına çok şey düşüyor taşıyacağın kadar al ve adam ol. Dedimki kendi kendime oğlum ustaların yanında sakın bende şiir yazıyorum deme gülerler sana. ...................................................................... Şiirler yazılır güzel şiirler olur birde iyi bir yorum yapılırsa şiirin değeri beş kat artar okunmasından ziyade dinlemesi harika olur tadından yenmez Mustafa ZORLA kardeşime teşekkür ederim sesini iyi muhafaza ediyor iyi kullanıyor. Allah maddi zenginlik vermedi ama güzel bir ses verdi sağolsun var olsun. Bence yerinde güzel bir eserdi eline sağlık Canbolat abi sana birşey yok dedin ama ben baktım vardı ve alabildiğim kadarını aldım teşekkür ederim...
sayın murat canpolat,ben sizin şiirlerinizin hayranıyım.zevkle okuyorum,herdaim.bu çalışmanızda süper olmuş.lakin biraz ağır ve küçümser tarzdan geldi bana.yazdıklarınıza katılıyorum, şüphesiz şiir kurallarına uyamayan şair ve şairelerimiz var (bende dahil).ama bu zamanla düzelemeyecek demek değildir. sayın tacettin şairimin söylediği gibi; çıraklık kalfalık ustalık gidişinde.zamanla yol alabilecek ve alamayacaklar olabilir. sözlerim yanlış anlaşılmasın .siz benim favorilerimdensiniz. teşekkür ediyorum. saygı ve selamlarımla..
Taşlama, yergi ya da hiciv, şiirimizin bir türüdür. Lirik şiir neyse, pastoral şiir neyse hiciv şiiri de bu milletin edebiyatında yer etmiş ve yüzyıllarca sevilmiştir. Hiciv şiirini "enaniyet" nişanesi saymak gerçekten talihsizliktir. Canbolat'ı oldukça yakından tanıyan, günün 10 saatini birlikte geçiren biri olarak, bazı şair arkadaşlarımızın bu minvaldeki yorumlarına gerçekten üzüldüm. Çünkü ben bugüne kadar Murat kardeşimde en ufak bir kibir görmedim. Şiirin mesajı, muhtevası, tamamen "herşeyi ben bilirim"cilere yöneliktir. Bu kapsamda hedeflerden biri de ben olabilirim mesela.... Aslolan odur ki, şiirden kendi payımıza düşeni almak ve olumluya yönelik tutum geliştirmektir. ..... Hece şiirinin kuralı bellidir. Kafiye, hece ölçüsü ve anlam bütünlüğü birbirini tamamlar. Fakat bir şair çıkıp da "Ben bu kuralları berhava eyleyeceğim" iddiasıylar arz-ı endam ederse, biz de ona: "Heceyle uğraşma, onun kuralı ve kaidesi bellidir, hadi ordan!" deme ihtiyacı duyarız. Acaba hiç düşündünüz mü; yayınevleri artık şiir kitabı basmak için neden talepte bulunmuyor? Cevabı çok açık; bu ülkede şair sayısı, okur sayısının yaklaşık altı katı da ondan. Ben diyorum ki, serbest şiir bile yazsak, bir kural dahilinde yazalım. Az olsun ama kaliteli olsun. "Herşeyi ben bilirim, üstadım ben" havasından çıkıp biraz bu işin talebesi olalım. Olalım ki, edebiyatımız, şiirimiz olması gerektiği olgunluğa ulaşsın. Devrik cümleleri alt alta sıralayarak şiir yazdığını zanneden arkadaşlarıma da tavsiyem, biraz kendinizi zorlayınız. Bu iş ciddi iştir. Şiire yeni başlayan, kendini geliştirmek için çaba sarfeden çok sayıda şair var bu sitede. Onların çabalarını alkışlıyorum. Elbette günün birinde belli bir olgunluğa ulaşacaktır eserleri. Her zaman onlara destek olacağız. Bu şiirde onlar hakkında bir itham yok zaten. Her yeni şiirimizde bir önceki eserimizi aşma gayretimiz olmalıdır. Şiiri yazar yazmaz asma alışkanlığımız da var mesela. Bu şekilde aceleye gelmiş şiirlerde biçim ve anlam hataları çok olur. Şiiri demlenmeli, mana ve biçim süzgecinden geçirilmeli, noktalama ve imla hataları varsa giderilmeli ve ondan sonra paylaşıma sunulmalıdır. Bir de eleştiriye tahammülü olmayan arkadaşlarımız, şiiri eklerken "yorumdan ve puandan münezzehtir" butonunu işaretlesinler lütfen. Günün anlamına uygun bir şiirdi. Fakat ben kısa olduğunu düşünüyorum. En az 100 dörtlük olmalıydı. Kale daha tahkimatlı olurdu o zaman:) Ellerin ve yüreğin dert görmesin kardeşim. Sağlıcakla...
Sayfada uzun fakat çok anlamlı bir ders var.Elbette o dersi alması gerekenler de.Dün okuyup yorum yazamadığım için özür dilemeliyim.Geç kaldım.Yine de kutlamak isterim günün şiiri ve şairini.
her gün 10--15 edebiyat dergisi severlere yorum yazarım.....tüm yorumlarımda hep teşvik etmeyi ilke edinmişimdir......ben yazmanın bir emek yazmanın bir yürek işi olduğunu savunanlardanım...yazma ve okuma özürlü ülkemde bu tip caydırıcı şiirler yazanları soğutur verimi düşürür....hataları olan kişilere özelden ikaz ve yol gösterme ayrı bir asalettir...sevgili canbolat kalemi hep sivri kullanmış......bir yorumcu diyorki.....her cümle zehir zemberek bu şiiri okuyan kişi şiir eklerken kesin elleri titrer diyor.....işte tehlike burda........önemli olan zoru yapmaktır.....kolay zaten yapılır...benden sonrası tufan dersek egoizm devreye girer megalomanlık yalnızlığı doğurur.....defineye malik viraneleri unutmamak gerekir......umulmayan taşın baş yardığı bilinen bir gerçektir.....çıraklık kalfalık ustalık bu zaman dilimine yayılmıştır.....adanada ilk defa sahneye çıkınca yuhalanan ajda pekkan bu gün süper stardır....gelişim evre evredir. dünyayı sarsan şairler doğuştan ellerinde kusursuz şiirleriyle gelmediler büyük ozan yunus emre hamdık piştik elhamdülüllahı yıllarca hizmet ettiği taptuk emreden ne zorlukla aldığı hepimizin bildiği bir gerçektir......bıçağın keskinliği örs üstünde yediği çekiç darbelerinin çokluğuna bağlıdır....saygılar
Tacettin bey ve birkaç arkadaş yanlış anlamış sanırım.
Kürek çekmiş garibim, yarım asır boş yere; Acıyanda çıkmamış, zavallının haline… Nara atar sarhoşça, ağzı alışık şerre; Kim ağlar senin için; yan kendi ihmaline!
bu dörtlükten de farkedileceği gibi yarım asır yazıp da hala hata yapanlaradır sözü. İllaki yeni başlayanlar hata yapabilir, öneri ve uyarı gelince kızmazsa kendisini geliştirecektir. Şiir usta geçinenlere, sanki ben de içindeymişim gibi de gelmedi desem yalan olur:)))))
Murat abinin kalemi Mustafa Hocam'ın yorumuyla birleşince hep böyle lezzetli şeyler çıkıyor ortaya ne diyeyim... Harika'!!! hocam bence alan almıştır payını bu şiirden :D:D
Bu sayfadan anladığımı açıklama gereği hasıl oldu.Şiiri yorumlayan ben olduğuma göre bu konuda söz hakkımı kullanıyorum.
Şair burada şiir yazmaya yeni başlayanları değil.Şiir yazdığını,hatta"en iyi benim"diyenlere ince bir gönderme yaptı.Kaldı ki portalda sağlam şiir yazbilen çok az şair var.
Eğer kişi ben kültür hizmeti yapıyorum telaşesine düşüp şiir yazarsa ve yazdığı şiirde bariz hatalar yaparsa bence herkes bulunduğu yeri iyi tespit etmlei ve orda durmalı.Ben Amerika'ya şiir yazsam "washington"u "faşington" yazarsam acaba kültür hizmeti mi yapmış olurum yoksa kendimi hilali ahmar cemiyetinde gönüllü mü bilirim.
burada sanırım şair bu ve bunun gibi örneklere taşlama yaptı.ben nasibimi aldım.aslolan yazmak paylaşım ise sanat ehli olanlar saygı çerçevesinde eleştirisini yaparak fikrini beyan etmelidir.
saygı sunar sevgili canbolatı tebrik ederim.
bir elinde çomak,diğeri meşgul,kendisi çevrimdışı.))))))
mzorla tarafından 3/16/2010 10:30:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
"seslendirmeye de eleştiri yapmadım sadece dile getirdiğim genel anlamda şiirlerin sahneye müzik eşliğinde çekilmesine karşıyım ve bu konuda hep muhalif kalacağım, saygılar benden "
öncelikle size teşekkür ediyorum.ses dosyasına yapılan her eleştiriyi dikkate alırım.sizi de son derece dikkatle dinledim.sitemim yok size.blakis fikir olarak kabul ettim.
ancak şiir hiciv olunca fon seçimini bu şekilde yaptın.aynı zamanda ortamı germeyeceğinin hesabınıda yaptım.bu gün aynı tarzda bir şiiri kendi sayfama astım.ordada aynı tarz fon kullandım.saygılar benden.çok teşekkür ederim. en azından bernim düşünmeme vesile oldunuz.eyvallah.
ustam farklı algılanmak istemem ,ben hece şiirlerinden pek anlamam fazla da yorum yazmam bu yüzden sadece bana o an duygu olarak ne veriyorsa onu dile getirmeye çalışırım,yazdığım yorumda şiiri eleştirmedim çünki anlamadığımı zaten söylüyorum, seslendirmeye de eleştiri yapmadım sadece dile getirdiğim genel anlamda şiirlerin sahneye müzik eşliğinde çekilmesine karşıyım ve bu konuda hep muhalif kalacağım, saygılar benden
“Usta şair”, “şaire”; “üstad” ile iç içe; Her telde özge bir raks, her nabza ayrı şerbet… “Üstadem” , “has şairem”, “şiirde kraliçe”!!! Aman kaçın geliyor; tam tam ederken nevbet!
yorumların aksine benim hoşuma gitti...bu şiir gitmiş bir yerlere vurmuş ince ince:)))
şiirinizde teknik ve şekil yönünden herhangi bir eksiklik görmedim kaldı ki bu konuda benden daha isabetli görüşler bildirecek tecrübeli isimler var.ancak taşlama ya da satirik tarzda yazılmış şiirlerden pek hoşlanmıyorum.yorumumun açılımı buydu.saygılarımla...
BU SAYFADAKİ KUSMUĞUN ADI ŞİİR Mİ SANIRIM KİŞİSEL HESAPLAŞMALAR SEÇKİ KURULUNA DA YANSIMIŞ
yazık, bir de güne getirmişler, adalet huzuru sağlamak içindir, seçki kurulunun adaleti de bu mu, arkadaşlarını aşağılayan bir şairi güne getirmek, acaba amaçları neydi ? Çünkü sitenin içinde huzursuzluk çıkaranları zaten site kabul etmiyor gördüğümüz kadarıyla, o halde size noluyor şair. Sizin sütten çıkmış ak kaşşık olduğunuzu nerden bilelim, siz kendinizi bu şekilde aklıyorsunuz. Bence sizin sorunlarınız var. Sizin kendinize güveniniz yok sanırım. ya da çevrenize. Unutmayınj ki güvendir insanları ayakta tutan, bir yudum sevgidir. Siz nefretle dolup taşmışsınız, hem de bir eğitimci, vah bu ülkenin gençlerinin haline vah vaaaaah sanırım bu bir oyun, bir de altında beğenilerini dile getirmişler silkelenin kendinize gelin Allah aşkına, biirlikte kalemdaşlık yaptığınız insanlara böyle bir şiir yazılıyor, sizler girip güne yakışmış diyorsunuz. Güne yakıştırdığınız ne, insanların kendi sanat arkadaşlarını böyle canavarlaşıp yerde yere vurmaya çalışması mı, ayıp be, çok ayıp, aynı ortamı paylaştığım için utanıyorum. Haydi gelin hepimiz birbirimize böyle hakaretler edelim, haydi gelin, okuyucuların gözünde en şahsiyetsiz bir toplum olarak kendimizi ilan edelim. Yakışıyor mu size Kime kötü diyorsunuz, isim vermeden yerden yere vuruyorsunuz, insanları zan altında bırakmaya ne hakkınız var. Siteyi bu şekilde kötü insanları barındırıyormuş gibi göstermeye ne hakkınız var.
şair size sorasım geldi, insanlar nasıl bu kadar kötüleyebiliyorsunuz, ya da madem bu kadar kötüler, neden onlarla aynı çatı altında kalabiliyorsunuz, bir de sizin EĞİTİMCİ olduğunuzu okudum yorumlarda, yazık, siz bu şekilde mi insanlartı eğitiyorsunuz, genç yetiştiriyorsunuz, çok kötü bir örnek sergilemişsiniz bu şiirle. Ben bu şiiri kimseye layık görmüyorum, kötü söz sahibinindir diyerek, sizi ahlaka davet ediyorum...
Bu sayfadaki kusmuğun diye yoruma başlanmış.Şiirin içeriği beğenilmemiş çok normal düşüncedir tabiki. Fakat teknik açıdan hece kıstasları açısından ve özellikle hiciv olarak ele alınmamış bu yoruma ne diyeyim şimdi.Sayfamda bir kusmuk var doğru ama kendi kusmuğunuz iyi boğulmalar...
Dün sayfaya ilk geldiğimde hayretler içinde kalmıştım; şaşkınlık vardı ama kesinlikle muhteva ile ilgili değildi. Oturdum başından sonuna tekniğe baktım, ciddi ciddi tek tek her mısranın her harfine kadar baktım hatta bir ara öyle dalmışım ki bir iki hatası vardı onları bile gözden kaçırıyordum neredeyse – ama onları belirtmeyeceğim kalem de otursun arasın bağlaçları nerede yanlış yazmış diye ( küçük bir örnek “Acıyan / da”) -. Sonra bir de incelerken sonrasına bakıyordum ne kadar kaldı acaba diye ve emeği hakikaten ama hakikaten her ter damlasına kadar görülüyor kutluyorum.
Şimdi üsten bir görünüme, dize aralarına bakalım zira kullanılmış olan birkaç kelime kanımca şiire uygun olmamış tabi siz daha iyi bilirsiniz ama biz de nacizane yorumu ödev biliriz.
Evvela hece konuşuyor bu sebepledir ki günden uzak kalmayı yeğlerim ya da günden uzak kalan tavra günün değmesi acıtır yüreğimi.
“kalite”
bu şiire yakışmayan bir kelime fikrimce hele ki bu şiirde , bu kalemin dilinde hiç olmaması gerekirdi bence.
“Kaprisinden
Enaniyet”
Enaniyet kullanımı fevkalade fakat kapris olmamış. Çok irdeleyip uzun uzun açıklamak sanırım doğru olmayacaktır ki bilirim kalem demek istediğimi anlamıştır.
“tarz” ifadesi de keza öyle ( bu kelimenin size yakışan hali “üslûp” olurdu bence evet hece ile savaş vardı ama ne etmeli böyle düşündüm)
Bunu belirtmemin tek bir sebebi var ki hani kalemlerin isimleri vardır şu değindiğiniz “kendiliğe özgü” işte bu şekilde kalemlerin de kendi üslupları vardır ve aksi duruş görüldüğünde benim gibi okurları şikayet ederler. Sonraki çalışmalarınızda dikkat etmelisiniz bence.
Ama ! Ama!
“k u t l u y o r u m”
Hiciv yanını değil de teknikte farklı yöne gidip de amaç hece tutturma olmamış ki bu fazlalık görünmeyen kelime ve eklerin olmamasından çok rahat anlaşılabiliyor takdire değer. Güne gelmesi bu sebeple çok isabetli bir karar olmuş kurulu kutlamak gerek.
Ve gelelim içine.
Eleştiri , sorgulama kişioğlunun hayatı içinde , aklında ve de yüreğinde daimi olmalıdır bu şahsi fikrim ama “terzi kendi söküğünü dikemez” dedirten halden konuşmamalı. İşte kalemin sözünü ettiklerinden olmaması okur için inancı pekiştiriyor. Evet yok yere gidip bir şiiri ya da kalemi övgü tufanına sanırım şahideliğim olmamıştır ama çok fazla teşvik ediciliğe de keza öyle. Lâkin eserleriyle hakikaten örnek bir kalem “sizlerden öğreneceğimiz çok şey var buna kalben inanıyorum”. İşte buna inanmışlığıma binaen ciddi, gerekli ve de açıklamalı yorumlar görmek isterim evet, herkes her şeyi bilemez ama bilinen mutlaka paylaşılmalı ben bir kelime öğrenir onu kitap ederim başkası bir harf öğrenir onu hayat eder onun içindir ki bilinen paylaşılmadıkça ve de istenilen halden olmadıkça işte o alkışlar, görülenin sorgulandığının bilindiği ve bilinmediği tartışılan tarafa kalıyor.
Bu da sizeydi, genele de belki ama özellikle size.
Sonra genele pencere.
Bu konuda konuşmak haddim değil diyesim var; herkes kendi doğrusunu merdiven merdiven kullanır gitmek istediği yere ama gerçekte doğrudur değildiri ile şahsen ilgilenmiyorum. Bana uyar mı uymaz mı bitti. Bencil değilim lütfen öyle düşünmeyin ama efendim dünyayı biz mi kurtaracağız ve işte burada yine “dön başa” tek yol kalıyor.
“doğruluğuna ve de fayda sağlayıcılığına inandıklarımızdan olalım ki hiç olana zerre-i miskal kadar yer kalmasın meydanda”
yanlış gelebilir size ama kişi kendisinden beklemeli ve istemeli her ama her şeyi. Şimdi bu genellemede mutlaktır ki ben de varımdır, o da bu da vs. vs. dikkate alacağımdan kalem şüphesi olmasın zira yanlış diyebildiğim her hangi bir ifadeye rast gelmedim.
Bir şiiri okumadan yorum yapmak beni öyle yalancı eder ki bu yapacağım yorumda bile sırıtır. Vallahi kalem anlar okumadığımı ama çok yorum yazacağım diye de yalancı olmamam valla hani sayfam dolsun diye her yerde görüneyim diyemem ve olması gereken budur bence. Amaç kalem tutulabildiğini göstermek değil ki onu benim iki yaşındaki çocuğum da yapabilir; veririm eline pasteli, kuruyu sayar sayfaya aklındakileri o zor değil ve işte bilmeyip de tutanın yaptığı benim çocuğumun yaptığından farksız değil tek fark var o da şudur ki ; çocuğum bebek diye bir şey denmez ama sözde erişkin için böyle bir tolerans söz konusu dahi olamaz demem o ki kendimize güldürmeyelim kimseyi.
Fakat..
Şiir yazanlar için bir şey diyemeyeceğim ki kimse en iyisini yapabilme yeteneğine sahip değildir şu güne değin bulunduğum yeni jenerasyon hallerinde beni aman aman şaşırtan iki el parmak sayısını geçmez evet ben iyi şiir yazmıyor olabilirim bin yıllık ömrüm de olsa şair olacağım gibi bir iddiaya sahip de olamayacağım kesindir ama okuduğumun ne olduğunu sorgulayıp bilebilme imkanım var. Yine de her yazılanın taşa tutulması taraftarı değilim kim emeklemeden koşmayı bilebilmiş ki . Fakat yine bir şey var burada ki sanırım sayfa kalemi de dikkati çabalayana değil de böyle davrananlara çekmiş:
“her yazdığını şiir bilip her yerde şair’im edası ile dolanan”
lara.
Burada doğru söze söz söylenmez denir ki katılıyorum ben de . Bu durum ziyadesiyle baş ağrıtıyor benim başım çok ağrıyor hani dense ki yeni başladım inşallah ben de iyi yazacağım ki bu durumda inanılsın ki okur çok daha farklı düşünür. Ama efendim “sen benden iyi mi bileceksin, gör işte ne kadar övenim var vs. vs. “ gibi bir hâl olunca Havin cümlenin burasında susar – dediğim gibi evvela kendimi eleştirmeli -…
Değerli, emek verilmiş bir sayfaydı ki dün okuduğumda bir şey yazamamıştım anca sindirebildim belki. Yüreğinize ve de bileğinizin gücüne sağlık , daim olsun evvela kendimizin sonra da çevrenin böyle nezaketli haller ile kulak çekimleri.
Bu arada Sevgili Zorla,
Bu şiirde hakikaten farklı fon olamazdı diye düşünüyorum zira etkisi çok daha tersi durumlara sebep olurdu. Ne bileyim ben burada “love story” dinlemek istemezdim mesela. İsabetli bir seçim olmuş havayı yumuşatma adına da . Evet hiciv şiiri belki ses çok daha farklı olup da öfke seyri oluşturulabilirdi ancak hicvetmek başka bir şey ayrıca kalemin kibirli duruşu yok eminim ki kendisi için de çok şey söylemiştir söylemeyi geçelim eserlerindeki ciddiyette görülebiliyor zaten. Ve seslendirme her zaman derim yine de diyeceğim ki üstene yorum yapabileceğim bir ses ve yorumcu değil belki büyüyünce söz söyleyebilirim ama şimdi o düzeyde değilim . Kutluyor ve de azminizin daimini diliyorum.
Bilirim ağabeyim rahat olsun içiniz keza kavganın adını da bilirim ve hepimiz biliriz ki netice daimi hak olandan yanadır bir iki tökezlese bile gaye temiz ise amacına varır her kalem , yürek. Burada yazarken tekrar düşünmemiz gerektiği hatırlatıldığı gibi.
Niyet hayırsa akıbette bil netice hayra yönelir.Niyetlerimizde yamukluk varsa düzelmesi duasıyla.Sayfamda emek verip yorumladığın için teşekkür ederim kardeşim olumlu düşüncelerde olumsuz düşüncelerde kabulümdür.Keşke herkes gördüğü hataları ister buradan yorumla ister özelden mesajla belirtse.En çok buradan eleştiri almalı ki gelişme olsun.Yaşasınlarla varolsunlarla bir yere varılmaz bu çok açık.Kardeşim benim ne niyette olduğumu bilir.Saygımla...
kıymetli dostum okuldayken okudum şiirini çok beğendim ancak tam yorum yaparken acil bir durum oldu böyle yarım ve zayıf bir yorumla iktifa etmek durumunda kaldım sen benim kusuruma bakmayasın
Kardeşim beni bilir ben kardeşimi Karadenizliler her alanda olduğu gibi şiirde de çok güçlüler hece şiiri adına takip ettiğim çok beğendiğim değerli kardeşim teşekkürler...
Şiirde anlatılmak istenileni ciddi manada anlamış olmak beraberinde bazı şeyleri söyleme ihtiyacı doğurdu.Sanat aklen ve kalben sadece ve sadece yüksek kapasiteli,yetenek sahibi insanların işidir sanata göre bunun dışındakiler başbakan,cumhurbaşkanı olabilir ama sanatçı olamazlar.Bir ülkenin kalkınmışlığını ve kültür kalitesini anlamak için o ülkenin sanatına bakmak yeterlidir.Ama ne yazık ki ülkemizde hiç bir şey olamayanlar kendini sanatın içinde buluyor hiç bir şey olamazsan şair ol,şarkıcı ol mantığı...
Ben, bir yorumcunun dediği gibi hece yazanların şiiri sadece kendilerinin yazıyor zannettiklerini düşünmüyorum (bir 'hececi' olarak)Ayrıca sanatsal icraatlarla ilgili yapılan yorumlarda 'zevkler ve renkler tartışılmaz' gibi koca karı laflarına da boyun eğmiyorum.Sanatın sanat olduğu her yerde duygusunun yanında tekniğide vardır dolayısıyla içinde teknik barındıran herşey tartışılır,otopsi yapılır.Sanat birilerinin alt yapısız düşüncelerine göre kaliteli-kalitesiz olarak etiketlenemez bu işin bir geçmişi,bir zirvesi,bir yaşanmışlığı var eğer bir kıyas ya da kalite tahlili yapılacaksa bu sanat yapıtında en başta 'olmazsa olmazları' aramakla,incelemekle başlar.
Disiplinsiz bir toplum frenleri patlamış bir araba gibidir ne zaman nereye girip,nereyi dağıtıcağı belli olmaz.Sanattaki disiplinsizlik ise ortaya sadece 'bayağı' olanı getirip bir kültürün yozlaşmasına sebep olacaktır hal böyle olunca birilerinin hevesi kırılmasın diye bir yozlaşma ortamına göz yummaya kimsenin hakkı yoktur ben köklerimi,kültürümü yolda bulmadım.Bunun aksini iddia edenler bunun adına özgürlük diyor ancak bunun adı sadece disiplinsizliktir.Kaldı ki bu şiirde kimse kimsenin elinden kalemini,kağıdını almış değil isteyen istediğini tabi ki yapmaya devam edecek.Şahsen şiirde hececi,serbestçi ayrımında aşırı keskin çizgilerim yok ortaya konulan şey eğer sanat ruhu taşıyorsa takdir edilmeli diye düşünüyorum ve bunu derken de bunun ölçüsünü şahsi kanaatime göre değil sanatsal gerçeklere dayandırarak söylüyorum(yukarıda ifade ettiğim gibi)
Güne seçilen şiiri ve şairini kutluyor başarılarının devamını diliyorum.
Her harfine katılıyorum kardeşim.Karadenizin genç dinamik kalemi yazdığı hece şiirleriyle ufuk açan gıptayla takip ettiğim değerli kardeşime saygımla...
Denk olsa kalemimiz, tat verirdi atışma! Lakin sana değmez ki, çabalarım boşuna. “Yaş odunsun” çok normal, aman sakın tutuşma! Devam edeyim eğer gidiyorsa hoşuna!
size bu tarz çok yakışıyor siteye girmeden bir kaç kere dinledim şiir dediğin insanı düşündürmeli, gerekirse de kaşındırmalı...:)
Mustafa hocamın yorumu ve fon müziği mükemmel oturmuş
Düşünene kaşınana sataşan da olur bunlar normal biz işimize bakalım.Gelişen sürekli kalite arayan kimseye lafım yok ancak bariz bir şekilde hem kendini hem başkasını kandıran sözde ustalar var ya ne diyeyim.Çok teşekkür ederim güçlü kalem hayranlıkla takip ediyorum sizi...
Efendim bırakalım isteyen istediğini yazsın mış. Yazsın tabi bırakın isteyende istediği gibi taşlama yazsın,haşlama yazsın. Alınan alınır,alınıyorsa kendine çeki düzen verme ihtimalide var demektir.Ya hiç alınmayan abuk subuk yazanlara,kendisini alkışlayanlara elindeki alkış mühürünü otomatikman vuranlara ne demeli.En iyisi gülümsemeli. Taşlamalık ve haşlamalıklar günün şiiri olunca alkış, taşlamalar olursa kış kış.Yok öyle yağma....
Yüksek yükseldikçe Alçak alçalır. Alçak alçaldıkça, Yüksek yerinde kalır.
Kutlarım.
feyzi kanra tarafından 3/16/2010 10:26:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
Kaf dağını denklemiş,şişirilmiş mısralar Çok yaşa padişahım,avamla ne işin var Beğenmez de kimseyi,bilmem burda ne arar Gaza gelmiş bir kere,durma seni kim tutar
Vahh şiirim vah..Ne ettiğin vardı da,bu hale getirildin ki sen..Oysa,biz seni güzelliklerle andık hep,hep masumane duygularla besledik seni,elbette elimizden geldiğince..
Sanıyorum,şiir bir kişi hedef alınarak yazılmış..Ve bu kişi,ne menem bir şey ki,şair dosta upzuzun bir şiir yazdırmış...Herhalde,aslında çok önemsediği ama önemsemiyor ve küçümsüyor olduğu bir kişi olsa gerek..Ve herhalde,kişisel bir çekişmenin ürünü olarak meydana çıkmış bir şiir bu...
Tabii,ben bana bir kişiye diyerek yansıdığı ve böyle algıladığım için bunu dedim..Neticede bir okurum ve bana yansıyanı alıyor ve yorumluyorum değil mi?:)
Nedense,hece şiiri yazan dostlarımız,alınmasınlar ama,şiiri kendilerinin en iyi yazdıklarını ve dahası gerçek şiirin,hece aruz vezni ile yazılmış şiirler olduğunu düşünüyorlar..Bu benim şimdiye dek olan gözlemim tabii..Üçüncü yeni diye bir kavram dahi geliştirildi bu konuda..Yahu,özür dilerim ama,şiir neye ve kime göre iyi veya kötü..Bunun açık bir tanımını yapabilen varsa,buyursun...Şiir bir ruhtur ve gönül gözünün gördüğünü,şiirsel estetik ile birleştirerek kaleme alınması diyoruz..Diyoruz da,sen alamamışsın,ben aldım işte deme cüretini,nasıl ve ne sıfatla söyleme cesaretini gösterebiliyoruz ki? Bu tavır,narsist ve megalomanca bir tavır degil midir?
Yorumlarda "müsadenizle" rumuzu ile yazan arkadaşımız,çok güzel konulara değinmiş..Tebrik ediyor ve katılıyorum..Insanları bırakmalıyyız,özgürce dilediklerince yazsınnlar..Doğru ya da yanlışın kararını her zaman olduğu gibi okur verecektir..Haa..evet,belki pek çok güzel eser,bir takım gariplikler nedeni ile gerektiği ilgiyi görememektedir..Ama olsun,bunun vicdanını yine okur kitlesi,edebiyat üstlenecektir..Kişiler asladeğil...Dahası,insanlar yazdıklarım illa okunsun ve övgü ile bahsedildin diye yazmazlar..En azından,hepsi değil...Şiir yazmak bir dışavurumdur,yazar yazar ve paylaşır,kim bilir vicdanen rahatlarsınız..Duygularınızı yansıtmışsınızdır,bu sizi mutlu eder..
ŞSayın şair dostumuz,böyle bir şiir yazma gereğini hangi nedenle istedi ve yazdı,tamamen kendi bileceği bir şey ama,şiirde taşlama falan değil,biraz edebi boyutu aşan hakaretler var pek çok..Asla bu tür şiiri kabul edemem..Şiir inceliktir zerafettir..Haa..derseniz ki,ünlü pek çok şair,küfüre varan pek çok şiirler yazmıştır..Belki bir cümle isyan halinde ama,onları da kabul edebilmem adıma imkansızdır..Şiir daima zarafi ölçüler içerisinde olmalıdır bence...
Bu anlamda,hani yüreğinize sağlık,emeğinize şükran falan diyemeyeceğim sayınşair arkadaşım. Dahası,böyle güzel bir edebiyat sitesinde,yine bu şekilde kalemme alınmış bir şiirin,günün şiiri seçilmesine de anlam veremiyorum..Sanırım,konularında yetkili ve donanımlı bir kurul oluşmuş olsa gerek,şiirlerden seçim yapıp belirleniyor..Ama,bir başka şair veya şairleri diyeyim,yeren ve acıtan bir şiiri,günün şiiri olarak belirlemelerini,asla kabul etmiyorum...Bir sitemim,böyle bir şiir yazdığı için şair dostumuza,diğeri günün şiiri olarak belirledikleri için yetkili kurula... Saygılarımla...
Şiire hece kıstasları açısından eleştiri getirmemeniz ve sadece günün şiirlerinde yorumlarınızı görmem bendee bu intibayı uyandırdı.Şu dakkaya kadaar yaptığınız tüm yorumlar günün şiirlerinde.İçeriği şiiri beğenmeyebilirsiniz eleştirebilirsiniz bunlar beni rahatsız etmez.Ama siz inkarda etseniz derdiniz zaten yorumunuzda açıkça belli...
sevgili İlhan merhaba .yorumunu okudum.:) katılıyorum.(ne bu şiddet benim tanıdığım arkadaşımmı bu.relaks.)bence en güzel cevap esprili verilen cevaplardir. mesela mustafa zorlanın şiirini oku bu şiire cevap olarak. yada afet ablanın.ha bende üçüncü yenideyim.ama daha değil usta çiraği bile olamadım.selamlar.yorumun her cümlesine katılıyorum:))
Dilerdim ki,cebabi yazınızı hani o çok dile dolanan,sanatsal ve kültürel çşçülerden yazsaydınız..Ve,bana bilemediğim birşeyler var ise anlataydınız..Dostum,arkadaşım diye seslendiğim,ama aslında hiç tanımadığım bir kişinin yorumuna,bu şekilde cevap vermeniz,ehh sizin tıpkı şiirde ki gibi alaycı ve alıngan yapınızı içermekte..Ben size bir saygısızlık yaptığımı sanmıyorum,dilim döndükçe şiirinizden anladığımı yorumladım..Bilemiyorum sistem nasıldır ama,şayet beğenmedi iseniz yorumu silebilirsiniz..Ve böylece kim biliri,sadece beğenen ve alkışlayan yorumlar sayfanızda kalabilir..Önce eleştiriye açık olunması gerektiği kanaatindeyim...Teşekkür ederim..
Afet hn,teknik olarak verdiğiniz bilgilere çok teşekkür ederimm..Elbette benim de bunlara yazacağım ve örnekleyeceğim çok şey var ama,sanırım burada daha fazla uzun bir tartışmaya gerek yok..Umarım sanatsal bir platformda,bu ve benzeri konuları konuşma ve tartışma şansına sahip oluruz..Haa.elbette yazdığımız teknik bilgilerden,faydalınalacaktır..Teşekkür ederim..
Saf şiir anlayışı Paul Valery’nin şiirde dili her şeyin üstünde tutan görüşünden hareketle, Batı edebiyatından Paul Valery,Stephane Mallerme ve Divan şiirinin biçimci yapısından bir hayli etkilenen şairlerimizde (Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Behçet Necatigil, Asaf Halet Çelebi, Necip Fazıl Kısakürek, Özdemir Asaf, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ziya Osman Saba) görülen ortak zevk ve anlayışa verilen addır. •Türk edebiyatında “Saf Şiir” eğilimi Ahmet Haşim’in “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı makalesiyle (Türk edebiyatında ilk poetika örneği kabul edilir.) başlar. • Sanatın bir form sorunu olduğuna inanan bu şairler için önemli olan iyi ve güzel şiir yazmaktır.Bu anlayışla kendilerine özgü özel bir imge düzeni oluştururlar.Özgün ve yaratıcı olan bu imgeler,dilin mantığına uygun ve dilin anlam alanını genişletip dile yeni olanaklar sunacak bir yapıya sahiptir.Dilde saflaşma düşüncesi,kendini rahat şiir yazma şeklinde başat öğe olarak gösterir.Şiirsel söylemin zirvesine ulaşmak düşüncesiyle dilin yücelişi paralellik gösterir. • Şiirde her türlü ideolojik sapmanın dışında kalarak sadece okuyucuda estetik haz uyandıran şiir yazma eğilimi,bu şairleri her türlü mektepleşme eğiliminin dışında kalıp müstakil şahsiyetler olarak şiir yazmaya yöneltmiştir. • Şiiri soylu bir sanat olarak kabul eden bu şairlerde düşsel(hayali) ve bireysel yön ağır basar.İçsel ve bireyci bir yaklaşımla evrensel insan tecrübesini dile getirirler. • Saf şiir anlayışında estetik tavır ön plandadır.Bu anlayıştaki şairler didaktik bilgiden uzak durup;bir şey öğretmeyi değil,musikiyle ya da musikinin çağrıştırdığı,uyandırdığı imgelerle insanın estetik duyarlılığını doyurmayı amaç edinirler. Kısacası bu şairler şiirde anlama fazla önem vermezler. Anlaşılmak için değil ;duyulmak, hissedilmek için şiir yazarlar. • Şiirde biçim endişesi duyan bu şairlerde dize ve dil baş tacıdır. Disiplinli çalışarak mükemmele varan halis şiir yazma endişesi kendini hissettirir. • Gizemsellik,simgecilik,bireysellik,ruh,ölüm,masal,rüya,mit temalarının yoğunca işlendiği bu şiirler zekâ ve bilincin disipliniyle bütünleştirilerek yazılmıştır.
Saf şiir anlayışı Paul Valery’nin şiirde dili her şeyin üstünde tutan görüşünden hareketle, Batı edebiyatından Paul Valery,Stephane Mallerme ve Divan şiirinin biçimci yapısından bir hayli etkilenen şairlerimizde (Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Behçet Necatigil, Asaf Halet Çelebi, Necip Fazıl Kısakürek, Özdemir Asaf, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ziya Osman Saba) görülen ortak zevk ve anlayışa verilen addır. •Türk edebiyatında “Saf Şiir” eğilimi Ahmet Haşim’in “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı makalesiyle (Türk edebiyatında ilk poetika örneği kabul edilir.) başlar. • Sanatın bir form sorunu olduğuna inanan bu şairler için önemli olan iyi ve güzel şiir yazmaktır.Bu anlayışla kendilerine özgü özel bir imge düzeni oluştururlar.Özgün ve yaratıcı olan bu imgeler,dilin mantığına uygun ve dilin anlam alanını genişletip dile yeni olanaklar sunacak bir yapıya sahiptir.Dilde saflaşma düşüncesi,kendini rahat şiir yazma şeklinde başat öğe olarak gösterir.Şiirsel söylemin zirvesine ulaşmak düşüncesiyle dilin yücelişi paralellik gösterir. • Şiirde her türlü ideolojik sapmanın dışında kalarak sadece okuyucuda estetik haz uyandıran şiir yazma eğilimi,bu şairleri her türlü mektepleşme eğiliminin dışında kalıp müstakil şahsiyetler olarak şiir yazmaya yöneltmiştir. • Şiiri soylu bir sanat olarak kabul eden bu şairlerde düşsel(hayali) ve bireysel yön ağır basar.İçsel ve bireyci bir yaklaşımla evrensel insan tecrübesini dile getirirler. • Saf şiir anlayışında estetik tavır ön plandadır.Bu anlayıştaki şairler didaktik bilgiden uzak durup;bir şey öğretmeyi değil,musikiyle ya da musikinin çağrıştırdığı,uyandırdığı imgelerle insanın estetik duyarlılığını doyurmayı amaç edinirler. Kısacası bu şairler şiirde anlama fazla önem vermezler. Anlaşılmak için değil ;duyulmak, hissedilmek için şiir yazarlar. • Şiirde biçim endişesi duyan bu şairlerde dize ve dil baş tacıdır. Disiplinli çalışarak mükemmele varan halis şiir yazma endişesi kendini hissettirir. • Gizemsellik,simgecilik,bireysellik,ruh,ölüm,masal,rüya,mit temalarının yoğunca işlendiği bu şiirler zekâ ve bilincin disipliniyle bütünleştirilerek yazılmıştır.
Ustalardan okumak ne kadar keyifli oluyor. Konu başka olsaydı da aynı keyifle okunurdu şiir. Sizinde dediğiniz gibi çalışmadan olmuyor. Biraz yetenek varsa eğer çalışarak gelişir mutlaka. Ölene kadar da öğrenme bitmez. Öyle geniş bir hazine bu konular. Değerli oflu hocamıza takıldığım yerlerde sorduğum oluyor mesela. Yanlış yapılmadan doğrular bulunmuyor.Ama yanlış yapmıyorum iddiasında bulunuyorsa kişi, işte bu saçmalık olur. Her zaman öğrenilecek çok şey vardır, öğrenmek isteyenlere de bilgisi olanlar bildiklerini paylaşmalılar. Usta çırak durumu ise basamak basamak sanırım. Herkese göre bir usta var yani. Mesela sayfamdaki yorumda üstadem diye seslenmiş bana değerli dost. Kendince değer vermiş, kibarlık ve tevazu gösterdiğinden yazıyor bir çoğu. Başladığım zaman da aynı şeyi söyledim,şimdide söylüyorum ve hep söylerim, ömrüm oldukça talebe ruhunun üzerimden gitmemesini istiyorum. Ancak o zaman bir şeyler öğreniliyor. Kendini gerçekten usta olarak kanıtlamış isimler de var. Böyle kişilerin sayısı fazla değil, sizde bunlar arasındasınız. Bu nedenle herkesten yüksek seviyede donanımlı eserler beklemek gerekmez sanırım. Zaman zaten bu isimlere mühür basacaktır. Çok haz aldığım eserinizi tebrik ediyorum, selam ve saygılarla...
Sizi anlıyorum ve benle ilgili şaşırmanızı da anlıyorum. Çünkü ilk eklediğim çalışmalar hep klip yapımları, düet çalışmaları, şiir tiyatrosu tarzındaki çalışmalar. Sonra beni tatmin etmedi bu tarz. Ablam edebiyat öğretmeniydi, çok kitapları kalmıştı. Yeniden ele aldım ve her gün bir konuyu seçiyorum. Usta kalemlerden örnekler inceliyorum. Çalışmayı seviyorum, inşallah gün geçtikçe daha iyiye gidebilirsem ne mutlu bana. Havin arkadaşımız kullandığınız kelimelerden bahsetmiş, ben kullanılan dilde,seçilen kelimelerde sınırlama olmaması gerektiğini düşünüyorum. Hece şiiri yazılınca mutlaka Osmanlıca ağırlıklı kelimeler kullanılacak diye bir kural olduğunu sanmıyorum. Aksine dili daha zenginleştirmek gerekmez mi? Serbest tarzda kullanılan argümanları bir hece şiirinde gördüğümde de hoşuma gidiyor. Bir iki deneme yaptım bu tarzda. Günümüz diliyle harmanlayınca da fena olmuyor. Yapılan tüm çalışmalar saygıyı hakediyor, ilerlemek isteyenler zaten çalışacaklardır. Gözlemlerime göre erkek şairler taşlamada çok başarılı oluyor ve taşlama yazmayı seviyor gibi, yapılarına daha bir uyuyor sanki,sizde aynı fikirde misiniz acaba?
Birbirimizi anladığımızı düşünüyorum Müjgan Hanım.Herkesten donanımlı eserler beklemiyorum zaten.Mesala beni en çok şaşırtan kalemlerden biri de sizsiniz.Kaleminizde müthiş bir ilerleme var.Yani sizin önceki yazdıklarınızla şimidikleri kıyas bile edemem.Haklı olduğum güne sık sık gelen başarılı eserlenizden belli.Gerçekten çok mutlu oluyorum.Şiirde emeklemeye çalışan biri olarak sizin gibi kalkıp yürüyen değerli arkadaşları gördükçe sevincim kat kat artıyor.Heralde bu çalışmadan olacak şey değil.Diyorum ki kim olursa olsun ne seviyede oluırsa olsun gayret göstersin daha iyisini yazmaya çalışsın.Şiir emeksiz olur mu siz söyleyin.Benim herkesten beklediğim gayret emek.Değerli düşünceleriniz için çok çok teşekkür ederim.Saygımla...
gülümseyerek okudum...şiir teknik olarak gayet güzel...dozu iyi ayarlanmış...lakin bu tarz şiirler için değerli şair "Müsadenizle"den farklı düşünmüyorum...bu konuda düşüncelerimi açıkça yazmak istiyorum... yani şairler ya da sanatla uğraşanlar ve çalışmaları hedef alınmamalı diye düşünüyorum...
yazmak isteyen bırakalım yazsın ... dedikodu iftira savaş yerine yazı şiir vs ile uğraşsın uğraşsın ki ince ruhlu karşısındakini hisseder olsun empati kurabilsin insanlaşsın...burası bir eğitim yuvası bir aile...kimsenin mükemmel olması beklenemez...çabalayan ilerler...hepimiz başladığımız noktadan geldiğimiz noktaya bakarak anlayabiliriz bunu...kimse anne karnından yürüyerek doğmuyor...emek vermeden başarıyı yakalamak mümkün değil...bu konuda kendini de sorguladığında da göreceksin başladığın yerden geldiğin yeri...içimizin dışımızın dilimizin ve yüreğimizin uyumu çok önemli...bu tarz şiirler başkalarını aşağılarken kendini yüceltme (!) tazahürleri olarak algılanırlar ...
ki burada niyet çok önemli kişi başkalarını geçmek için değil kendini aşmak için uğraşırsa hedefe ulaşır...pozitif yaklaşımların sergilendiği mutlu bir dünya dileklerimle...
sevgim saygım tebriklerim günün şiirine çok değerli şairine...
bu şiirle ilgili yazışmalar yukardaki linkte Afet Kırat'ın yorumu altında devam etti...benim yorumları olması gerken yere almak istedim... ki farklı anlaşılmasın....
“Şuarayı Laklaka” büyük tepki aldı. Teknik açıdan kusursuz bir çalışmaydı ve kimse onu göremedi. "
sayın ecem
“Şuarayı Laklaka” teknik olarak bu sayfada okuduklarımın en iyisi...yorumumda belirttim ...
sanki bir başka ruhla yazılmış...:)
ilk başlardaki şiirlerini en iyi bilenlerdenim ...hatta fabl şiirlerinde daha başarılı olduğunu bu tarza ayrıca önem vermesini vurguluyanlardanım bir zamanlar şiir yazmayı bırakacağını belirttiğinde...:) ki özleşime dahil olmak istediğinde doğrusu tereddüt etmiştim... o dönemde özleşim için olan çabalarına katkılarına tekrar teşekkürler ... daha sonra özleşimden ayrıldı zaten...
o günden bugüne geldiği noktaya en çok şaşıranlardanım bunu açıkça belirtmek isterim...azmini kutluyorum...Murat hocamı hiç görmedim görsem tanımam msn de de toplam 3 kere görüşmüşümdür herhalde...( o da toplam üç dakikayı bulmaz...)
başladığımız noktaları unutmamak önemli olan o dönemde nasıl destekler bizim için önemliyse ...öğrenme gelişme aşamasında olan herkes içinde önemli...eleştiriler pozitif incitmeden de olabilir...kimsenin kimseyi üzmeye hakkı yok...
azimle kendini aşmak için iyi niyetle çabalayanlar başarıya ergeç ulaşır...
sevgim saygımla hep..
----------
" Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil "
insanları üzmek güzel değil demek ki başkalarını üzmeden önce düşüneceğiz üzülecek durumlara düşmemeyi...
şu ana kadar bu sayfada okuduğum en başarılı şiir...farklı bir duyguyla farklı bir ruhla yazılmış enteresan...:) bu üzerinde düşünülmesi gereken bir durum...
üç günlük dünyada boş şeyler için değer mi birilerini üzmeye değerli şair dost...en güzel şiiri kim yazdı bugüne kadar diye sorsam var mı bunun cevabı..."sanatta oldum demek öldüm demektir.."
geçtiğimiz yolları unutmamalıyız...boş kutudan çok ses çıkar demişler içi dolu olgun başaklar boynu bükük durur tarlalarda... insanların emeklerine ,şair dostlarına laklak diyenlere ne demek lazım...:) bilemiyorum...dilimizle yüreğimiz birbirini tutarsa daha az üzülürüz... şiirde farklı şiir dışında hayatta farklı söylemler olmamalı....
sevgim saygımla...
-------------------
sevgili ecem
özde herkes iyi...:))
toplumsal alanlardan dikkatli olmalıyız huzuru bozacak davranışlardan sunumlardan kaçınmak gerek ..
benim için hava hoş...sayfamda açıkça yazılıdır isteyen şiirlerimi de beni de çekinmeden eleştirebilir...:)
yanlış anlaşılmasın ;
açıklamalarım şahsım adına değil sitemizin huzuru kalitesi adınadır...
sevgi saygı birlik dirlik içinde kaliteli davranışlar üretimler ortak paydamız olmalı ... sevgim saygımla hep...
konu kişisel değil genel olarak değerlendirildi zaten...ki bu konuda" şair enflasyonu" formunda düşüncelerimi yazmıştım onu burada tekrar paylaşmak istedim...hepimizin derdi kalite....:)
"özleşim" topluluğunda birlikte çalıştık...çabalarını emeklerini aşamalarını şiir sevgini en iyi bilenlerdenim sanırım.. güzel anılardı değerli emeklerine tekrar teşekkürler...:)
...şiirleri yorumlarken ki bana göre yorum değil bizimkiler kutlama...yorumlamaya kalkarsanız bir iki şiir ancak yazabilirsiniz....kimsenin düşüncelerine yazmak istediği biçime karışmayı sevmiyorum ...şair istediği biçimde düşünüp yazabilir...biz severiz ya da sevmeyiz...tu kaka diyemeyiz...onu yerden yere vuramayız... ona illa bizim gibi düşün bizim istediğimiz biçimde yaz deme hakkımız yok... gözden kaçan şiiri bozan hatalar varsa ki bu durumda yine -bana göre- özel msj atarım o da kırmamaya dikkat ederek... en çekindiğim insanları üzmek...bizler burada bir aileyiz...her zaman pozitif yaklaşımlar tercihimdir...elbette nasıl davranmanız gerektiğine siz karar verirsiniz...buna karışmaya da hakkım olamaz...
hayat içinde görüşlerimiz sürekli değişir...bugün ak dediğimize yarın kalkıp kara diyebiliriz... bugün göklere çıkardığımızı yarın yerlere vurabiliriz... bugün beğenmediğimizi ilerde bakış açılarımız farklılaştıkça beğenebiliriz...bizler bize öğretilen kalıplar içerisinde düşünüp değerlendiriyoruz...ilerde baktığımızda bizi üzecek belgeler bırakmak daha da fena...:)
konu hakkındaki genel düşüncelerimle yazdıklarımla incitmedim umarım .... şiirde az çeşit bıktırıcıdır...bize saçma da gelse farklı çalışmaların olması sanat adına zenginliktir...her malın alıcısı bulunur...her türün beğeneni mutlaka çıkacaktır...siz de var olanlar içinden istediğinizi seçme hakkına sahipsiniz tıpkı başkaları gibi...şiir edebiyat sanat sevgi olmadan olamaz ... ve "sanat da oldum demek öldüm demektir"....:)
3/2/2010 tarihinde "şair enflasyonu " forumuna yazdığım yazıyı kopyaladım buraya...
savaştan dedikodudan daha güzel değil mi yazmak ? sıkma canını takma kafanı bunlara bırak yazsınlar be şair dost ...:)))
kaliteli olanları
şakşaklar reklamlar kitaplar kurullar böcekler çiçekler eş dost ...vs
"kişi başkalarını geçmek için değil kendini aşmak için uğraşırsa hedefe ulaşır" Değerli Öğretmenim bu sözünüzün altına imzamı atarım.Ayrıca şahıs hedef alsaydım çok dahafarklı yazardım.Şiirde hiçbir ilerlemeye karşı değilim ki aynı toplulukta yer aldık ayrıca kendimi yüceltme gibi bir duygu rüyalarıma dahi misafirse Rabbim o duyguyu çıkarsın gönlümden.Benim tek derdim kalite yoksa kim ne yazarsa yazsın birşey demiyorum.Yalnız öyle bir zihniyet var ki anlamsızlıkta anlam dermenin şiire edebiyata nasıl bir katkısı olabilir.Tekrar tekrar söylüyorum şiirdeki tek iddiam iyi bir şiirsever olmam.Hayatta en çok istediğim şeylerden biri keşke bir mısra ile dahi olsa gerçek şiire ulaşabilsem.Saygımla...
Taşlama , haşlama hakedenlere yazılır. Demek ki hakedenler varmış ( her zaman da olacaktır )
Murat şiirleri fazla takip ettiği için, bir gün patlayacağını ben de tahmin ediyordum.
Hiciv yazılacaksa böyle acıtmadan yazılmalı. Gözümde neler canlanmadı ki...
İnce eleştirilerdeki hizmet anlayışını sezemeyen hey hey akıllılara şiir diliyle ancak bu kadar güzel cevap verilebilirdi.
Her şiire zıplayan "güzel şiir okudum" gibi vesikalık resmini gösterenlere de bir hiciv geleceğini tahmin ediyorum. Çünkü Murat böyle davranışlardan da çok şikayetçi son günlerde.
Dozunu kaçırmadan arada bu tarz şiirler yazmak gerekiyor aslında. Kalemine kuvvet diyelim.
Birileri gelip benim yorumuma katılsın veya katılmasın diye görüş bildirmedim. Bildiğiniz gibi hiciv sanatı edebiyatımızın bir parçasıdır ve içinde ağır küfür geçmediği ve kurallarına uygun yapıldığında, tıpkı diğer şiirler gibi değerlendirilir. Muhatabı var mıdır , yok mudur veya bu siteden midir başka yerde midir onu şairin kendisi bilir elbette. Buradaki şiir, şairin bir şiir okuru vasfıyla edindiği izlenimlerin dışa vurmasıdır diye düşünüyorum. Nasıl şiirde özgürlüğiü savunuyorsanız, bu tarz şiirde de kişi haklarına tecavüz olmadığı müddetçe şiir özgürlüğiünü savunmanızı beklerdim. Ha diyebilsiniz ki; "böyle şiirler benim tarzım değil, sevmiyorum" açık söylemek gerekirse, amaç ne olursa olsun ben de haşlama, taşlama şiirlerini sevmiyorum. Ama bu demek değildir ki; şiirin bir tarzı olan "hiciv sanatını" rafa kaldıralım. Ayrıca şairi sadece bir şiiriyle değerlendirmek onu yanlış değerlendirmektir. Ben Murat Canbolat'in duygusal hece şiirlerini de bilirim. Size göre şairi sadece bir şiiri ile değerlendirmek ne derece doğru?
Yorumunuzda,acıtmadan demişsiniz...Bunun adı ne taşlama ne haşlama...Ben de bu yoruma katılmıyorum..Şiir de neredeyse baştan sona hakaret var..Ve sanıyorum ki,hedef sadece bir kişi...Çok daha ayrıntılı yorumumu yazacağım bu sayfaya,şimdilik kısaca yorumunuza saygı duymakla beraber,karşı görüş bildirmek istedim..Saygılar..
Denk olsa kalemimiz, tat verirdi atışma! Lakin sana değmez ki, çabalarım boşuna. “Yaş odunsun” çok normal, aman sakın tutuşma! Devam edeyim eğer gidiyorsa hoşuna!
Okurken de, dinlerken de gülümseyerek dinledim ki dibe vurup düşünülesi dizeler oysa... Hayata geçirilirse yazılanlar ne ala! Geçirilmezse vay haline!
Murat bey gönlünüze sağlık, tebrikler. Mustafa Bey sindire sindire yorumlamış ayrıca teşekkürler.
Beğenim ve saygılarımla. Şiirle...
Neslihan YAZICILAR tarafından 3/15/2010 11:26:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
Saygıdeğer Neslihan Hanım.Olumlu düşüncelerinizi yorumla dile getirmenizden ötürü mutluluk duydum.Olumlu olumsuz düşüncelerinizle sayfama her zaman beklerim efendim.Saygımla...
Kimi Kabe'ye yüz sürer hacı olur,kimisi karınca misali en azından hac yolunda ölür.İnsanları acımasızca eleştirip heveslerini kırmak yerine, madem siz bu işi çok iyi biliyorsunuz; güzel eserlerinizle örnek olmanız daha erdemli bir davranış değil midir?Selamlarımı,saygılarımı sunuyorum...
Şiirle ilgili tek iddiam var oda iyi bir şiirsever olma iddiamdır.Burada şahıslar değil bir zihniyet eleştirisi vardır.Şahısları hedef alsam muhatabına diye eklerdim.Saygıdeğer ağabeyim inanın kimseyle bir derdim yok.Bildiğim birşey varsa isteyene mutlaka yardımcı olmuşumdur.Saygımla...
körler sağırlar birbirini ağırlar misali ben de yazayım dedim
Herkes okusun kendisini geliştirsin deniliyor. Bu şiirleri okuyarak mı okuyucu kendisini geliştirecek, siz insanlara riyakarlığı öğretiyorsunuz, kini nefreti, ikiyüzlülüğü öğretiyorsunuz, hem böyle şiirleri ŞAKŞAKLAYARAK hem de, böyle şiirler yazarak
HEPİMİZ DENEME YAPARAK BUGÜNLERE GELDİK DAHA DÜNE KADAR ŞİİR ATÖLYELERİNDEN ÇIKMAYAN SİZLER, BUGÜN USTA KESİLMİŞ MİLLETİ LEKELİYORSUNUZ Siz annenizden hece şiiriyle mi doğdunuz, ya da siz kendinize şiir yazmıyor musunuz. İşte bu şiir kendinizi aklamak adına değil midir YANİ BEN İYİYİM, DÜRÜSTÜM, BİLGİLİYİM, ŞAİRİM Hayır kardeşim bu şairlik değildir ŞAİR UZLAŞTIRICIDIR, ŞAİR BARIŞÇIDIR, TOPLUMUMA ÖRNEK OLANDIR, HAKARET ETMEDEN, AŞAĞILAMADAN, KÜÇÜMSEMEDEN, ÖĞRETEN- EĞİTENDİR… HİÇ KİMSENİN NASIL BİR KİŞİLİK TAŞIDIĞINIZI BİLEMEZSİNİZ İnsanları aşağılama hakkını size kim veriyor,
NEDEN İNSANLARIN HEVESİNİ KIRIYORSUNUZ
bırakalım insanlar içindeki eğilimi değiştirsinler. yazarak, okuyarak ve de dolaşarak şiirlerde, herkes yazsın, çizsin, ne kadar güzel, bilgisiz insan kalmıyor, hece şiirinden anlamayan yüzlerce kalem şimdi fırtınalar estiriyor hem de imge çalmadan, ESKİ DİLİ SİZİN GİBİ GETİRİP ŞİİRLERİN İÇİNE SOKMADAN, TERTEMİZ, DUPDURU BİR DİLLE YAZIYORLAR.. BIRAKIN KİMİN HANGİ ŞİİRİ SEVECEĞİNE OKUYUCU KARAR VERSİN
AMA HAKLISINIZ ÇÜNKÜ SİZLER ŞİİRLERİ BİRBİRİNİZE YAZIYORSUNUZ OKUYUCUYA DEĞİL, AL GÜLÜM VER GÜLÜM YORUMLARINIZDAN VE ŞAKŞAKLAMANIZDAN BELLİ. AYNI ÇATI ALTINDAKİ İNSANLARI BU KADAR LEKELEDİĞİNİZE GÖRE, DEMEK Kİ SİZİN AMACINIZ FARKLI. BURASI HALKA AÇIK BİR ALAN, SİZ BURADAKİ ŞAİRLERİ OKUYUCULARA KÖTÜ TANITIYORSUNUZ, SIRF KENDİNİZİ AKLAMA ADINA BUNU YAPIYORSUNUZ BIRAKIN OKYUCULAR SİZİ AKLASIN PAKLASIN SEÇSİN DEĞERLENDİRDİRSİN, İYİYİ KÖTÜYÜ ONLAR BULSUN
TAŞLAMA, HAŞLAMA YAZILIP ORTAYA ATILIYOR
iyi de, kim kendini arayacak, kim üstüne alınacak, sıkıyorsa isim de yazın... çünkü burası bir çatı altında toplandığımız yuvadır yani biz BİR AİLEYİZ burada ZATEN UTANSANIZ KALEMDAŞLARINIZI BU KADAR TAŞLAMAZSINIZ, YA DA YANDAŞLARINIZI ÇAĞIRIP BU KADAR ŞAKLAKLATMAZSINIZ BAŞKA TAŞLAMALARIN ALTINDA OKUDUM KARDEŞİM KİME YAZIYORSUNUZ BU TAŞLAMAYI, BURASI BİR AİLE DİYEN, KİŞİLİKSİZLER BURADA SİZİ ŞAKŞAKLAMIŞ, BU KADAR HAKARETİ, ÇOK YUMUŞAK BULMUŞ…
sırf kendi reklamını yapmak ve ustalık taslamak için şiirlere gidip ukalalık yapan özünde kişiliği beş kuruş etmez aydın görünen yobazları da çok iyi biliyoruz, bunlar kendisini tanıyor, kendisine usta densin yeter ki, gizemli ustalar
başkalarını yok sayamayız, bırakalım yazsınlar, herkes yazsın yeter ki kimse kimseye sataşmasın, hakaret etmesin, şiiri yazıp sayfasına asar, isteyen okur, istemeyen okumaz, kimse kimseyi şiirini okusun diye zorlamıyor veya en iyi ben yazıyorum demiyor ki, ben şiirleri gördükçe gurur duyuyorum, içi boş olsa da, yine de değer veriyorum, yazmış ya, o cesareti göstermiş ya ne yapsınlar siz beğenmiyorsunuz diye, bırakıp kaçsınlar mı SİZE Mİ BIRAKSINLAR MEYDANI
zaten gruplaşmalardan dolayı şiirler okunmuyor, şiirler yetim kalıyor üstüne üstlük, bir de bu şekilde yazmaya çalışan kalemleri küçümsersek, iyice cesaretlerini kırmış olmuyor muyuz ÖNEMLİ OLAN TOPLUMA İNSAN YETİŞTİRMEK KAZANDIRMAK, LEKELEYECEĞİNİZE TOPLUMA İNSAN KAZANDIRIN AMA O ERDEME HERKES SAHİP DEĞİL, ÇÜNKÜ İNSAN YETİŞTİRMEK İÇİN DE ERDEMLİ OLMAK LAZIM…
sitede en büyük sorun şuan yaşanan gruplaşmalar kendi çevresinden başkalarını yok saymalar en basit örnek zayıf bir şiirin altında yüzlerce yorum ama güçlü bir şiirin altında sadece bir yorum bunlar daha acı bunlar daha kötü,
bu olay BU GÜZELİM SİTEYİ rezil eder batakhaneye çevirir sizlerde o bataklıkta yüzenler olursunuz
ilgi alanınız olduğunu sandığınız edebiyata ve şiire ihanet içindesiniz insanların şiirden nefret etmesinin sebebi budur yani bu sataşma gibi basitliklerin piyasayı doldurması. şiir yazanların önünü kapamaya çalışması ama uzun solukta akla kara ortaya çıkacaktır. bu şekilde bir şey yaptığını sananlar saman alevi gibi yok olacaklardır sizlerin okumayıp, zevkinden, güzelliğinden mahrum şiirler kalıcı olacaktır. sizler bu şekilde sadece gününüzü harcarsınız ve ne yazık ki şiirden uzaklaşırsınız. kendinizi geliştireceğinize gerilersiniz. basitleşir bir süre sonra hanyayı-konyayı gördüğünüzde de iş işten geçmiş olur.
Başka şeyler yazın kardeşim TAŞLAMA YAZMAYIN DEMİYORUZ...yazın önce birbirinizi lekeliyorsunuz sonra da İKİYÜZLÜLÜKLE BİRBİRİNİZİ ŞAKŞAKLIYORSUNUZ...ciddi olun Toplumda İnsan ayrımı (din-dil-ırk) yapanlara yazın, insanlıktan çıkmışlara yazın. Onun bunun namusuna dil uzatanlara yazın, özünde yobaz olan, sözünde aydın görünenlere yazın, bayanların sayfalarından erkek yorumculara çatarak, sayfadan uzaklaştıranlara yazın, sayfaların altında gelin güveği olanlara yazın, özünde şerefsiz, sözünde şerefli görünenlere yazın. Milletin anasına bacısına kadar dil uzatan adilere yazın, dedikodu yapanlara yazın, sitede bayanların kimliğine kadar öğrenip sağda solda konuşanlara yazın, insanların özelini konuşan kişiliksizlere yazın, bunları atlamayın… Mert görünen namertlere yazın… Bilmiyoruz demeyin çok iyi biliyorsunuz, elinizi uzatsanız dokunacak kadar yakınsınız, başucunuzdaki insancıklar bunlar. Bunları yola getirin BUNLARI ADAM EDİN, BURADA ŞAİRLER OLARAK BİRBİRİNİZİ YİYEREK TÜKETMEYİN.. ÖENEK OLUN, okuyucuya Bu mu birlik ve beraberlik, şiiri sizin istediğiniz gibi yazamıyor diye küçümsenen bir ortamda toplum olur mu? Söz de Türküm doğruyum çalışkanım deniliyor Bu mu Türkün çalışkanlığı, bu mu doğruluğu, birbirini küçümseyenler, aşağılayanlar, hor görenler, bu mu çalışkanlık, zaten başka şeye kafamız çalışmaz, ancak başkalarının hatalarını görürüz, kimse kendi hatasını görmüyor. Bu riyakarlıktır Bu şekilde iyi görünmeye çalışmak, birilerini yargısız infaz etmektir, CİNAYETTİR
Şiir yazamıyor diye kimseye dokunmayın Dokunmayın kardeşim
yazarlara ve okurlara, daha hoşgörülü olmamız adına
saygılar
Müsadenizle tarafından 3/16/2010 6:59:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Adıma burada çok yeniyim ve henüz sadece şiir okuyorum...Söylediklerinize harfiyen katılıyorum..Bu benim burayı tanımamı,ya da ne olup bittiğini anlamamı gerektirme.Yazdıklarınız toplumsal doğrular..Dahası,şiir bir anlamda göreceli olgudur diye düşünüyorum..İyi şiir nedir,kime göre iyidir,nasıl belirlenir,hangi kıstası vardır?Bunlar çok değişkenlik gösterebilir..Sanırım iyi şiir,insanın kendini içinde bulduğu ve hissettiği şiirdir..Ruhtur ne de olsa...Son derece anlamlı ve güzel eleştirinize adıma teşekkür ediyor ve dediklerinizi onaylıyorum...Ben de,şiire naçizane görüşlerimi yazacağım..Alkışlıyorum,saygılar...
Bu şiiri dikkatli okuyunca insanın kulağına kar suyu kaçırıyor. Ondan sonra da yapılacak üç şeyden birini yapmak zorunda kalıyorsunuz.
a) “ Nereden çıktı şimdi bu konu, başka işin mi yok kardeşim..Biraz çiçek böcek yazsana “ demek b) “ Ne güzel dokunmuş benden başkalarına. Oh olsun! “ demek. c) “ Benim hisseme bir şey / ne kadarı düştü acaba? “ demek
Sanıyorum en kolayı birinci şık. Ama, o zaman bizim adımızı aklından geçirenler olabileceğinden “ sessiz kalmak doğru olmaz “ diyerek ikinci şıkkın içine kendine sokup; üstelik şiirin yorum bölümüne bir ya da iki kıta ile birlikte biraz da hoşlandığımızı belirten tavırlar ilave ederek dokunulmazlar tarafında yer almak ve dokunduğunu düşündüklerimizin hâline gülmek daha akıllıca olur. İyi de olur aslında!
Fakat, bir değil, beş değil, on değil, yirmi değil. Tam otuz kıta! Bu yüz yirmi mısra demek. Tek tek atıştan kurtulmak mümkün ama Canbolat seriye bağladı. Kaç kaçabilirsen? Çokları gibi ben de miğfersiz dolaşmak istemedim elbette. Bir çok atıştan kendimi kurtarabildim ama “ Kürek çekmiş garibim, yarım asır boş yere “, “ Hüznünü anlıyorum, saçına yağınca kar “ ve “ Kim verdiyse eline, kıvranıyor mikrofon! “mısraları miğfer filan bırakmadı..
. Nokta atışı yapmış olsaydı “Aman fazla ağlama; sonra makyajın akar! “ la erkekler ( en azından makyaj yapmayanları ) kurtulacaktı belki ama öyle genel ifadeler kullanmış ki cinsiyet filan bırakmamış.
Yazarken ne düşündüğü bilinmez şairin ama, şahsa odaklanıp başlamış, arasını doldurmuş ve başladığı gibi final yapmış olabileceği gibi, hazır başlamışken “ ha bir ha yüz “ diyerek genelleme de yapmış olabilir.
Ama, “Kürek çekmiş garibim, yarım asır boş yere “ ve “ Hüznünü anlıyorum, saçına yağınca kar “ diyerek; kırk yaş altını ve serbestileri bu işin dışında bırakıp, hedefini; kırk elli beş yaş arası, velev ki bir kere olsa eline mikrofon almış ( yani seslendirme yapmış), hececi, tenhada kalmamış, okunan ve beğenilen, (bol yorum ve övgü alan), kendini beğenen, hatasını kabul etmeyen ( hatta onda kusur olması muhal olan), usta ve üstad sözüne mazhar olan….larla belirlemiş…
Hayırlı olsun ne diyelim.
Sağ olsun, Mustafa bey de " mikrofon " geçen mısrayı ve " Kürek çekmiş garibim, yarım asır boş yere " mısrasını dikkate almadan kıvrak bir fon eşliğinde şairin temposunu iyice yükseltmiş . Benzin bulsa dökecekmiş yani. :))
Ne yapalım?
Bir de bu aynada endamımıza bakalım..
Eyvalah!
Oflu tarafından 3/15/2010 5:00:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
5 üzerinden 10 veriyorum. Şiirde anlatılmak istenenler çok çok güzel ifade edilmiş. (Ben başta olmak üzere)Herkes payına düşeni alacak inşallah.Saygılar...
ilk yorumcu olamadığım için çok üzgünüm.bakalım bereketi nasıl olacak.)))))))
"Vah zavallı üyeler, şiir var diye damlar!"
damladım şair.amam ben şiir olan sayfaya damladım.olmayana değil.eyvallah.güzel bir hiciv di.kalemine yakışıyor bu tarz.eminim zulada devamı vardır daha bittiğini sanmıyorum.şiiri dinleyince sonunda yekte ile oynamak içimden geldi.tabiiki yalnızken.çünkü ben oynamayı bilmem.eyvallah.))))
Karakterin çok uzak, adaletten ve haktan. Merhamet var mı söyle, şeytanın kitabında? Artık ayırman lazım, manzumeyi nifaktan; Kelime işkencede, biçimsiz hitabında!
Çapraz çapraz bu şiir, ölçüsünü sayda bul, Çaban boşuna senin, bozamazsın nizamı. Niyetin hizmet ise, anlaşırız gel, kabul; Gençlere örnek olan, yıkar mı intizamı?
Hüznünü anlıyorum, saçına yağınca kar; Beyhude yaşanmıştır, yoktur zira dönüşü. Aman fazla ağlama; sonra makyajın akar! Al sana canlı yayın; “bir yıldızın sönüşü!”
Neşe, sevinç, mutluluk, yenilir merakına; Hırs ruhunu sarınca, belayı arar bulur! Husumet yakışır mı, saçlarının akına? İblisi dost edinen, mutlaka zarar bulur!
Denk olsa kalemimiz, tat verirdi atışma! Lakin sana değmez ki, çabalarım boşuna. “Yaş odunsun” çok normal, aman sakın tutuşma! Devam edeyim eğer gidiyorsa hoşuna!
Muhteşem bir eser olmuş Murat hocam Umarım taşlar da yerini bulur... Yürekten kutluyorum, selam ve muhabbetlerimle...
Birisi nasırına fena dokunmuş hocam ama güzel bir şiir meydana çıkmış mesaj çek teşekkür et ŞAİR YA ÇOK KIZACAK YA DA ÇOK SEVECEK GÜZEL ESER MEYDANA ÇIKARMAK İÇİN?
Bir de ahkâm keser ki sorma gitsin ne belâ Şiiri icad eden en üst şair sanırsın Hikmetin tecellisi ardından okur selâ Cenazesi kılınır sanki yaşar sanırsın ......................Bu da benden olsun Murat Hocam.Nacizane eserinden sonra tutamadım kendimi :)
Harikulade bir eserdi.Nasıl beğendim anlatamam.Nalınada mıhına da ... Helal olsun.Mahir kalemin daim olsun. Günümün şiiridir kesinlikle. Gönül emeğin varolsun Selam ve saygılarımla.
Hoşgeldiniz Şükran Hanım.Güzel bir dörtlükle iştirakınız beğeniniz çok sevindirici kendi adıma.Şiire gösterdiğiniz emek yoğun uğraşlarınız her dem takdirimde.Saygımla...
Orjinal olmak için girer binbir kılığa; At, yılan, baykuş sesi, birbirine karışır. Alkış tutanlar da var, bu rezil saçmalığa; Dilinde kepazelik, hamaketle yarışır! Her dörtlüğü muhteşem bir eleştiri şiiri..Misket bombası gibi..ne tarafdan bize değdi diye düşünmeden edemedim. Sevgili şair..şu sitede çoğunluk ben usta şairim havasında değil zaten..varmı? vardır..kutlarım sizleri..açık net eleştirlerinize her zaman açığım. bu koca yüreğe selam ve saygımla..
karadereli tarafından 3/15/2010 12:50:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
Murat Bey teşekkürler .Sizi aruza sahip çıkan çalışmalarınızla tanıyor ve seviyorum.Müteşairlerden bahis açmışsınız erbabı bilir her dönemde vardı dediğiniz gibi lakin keşke şimdikilerde müteşair denecek hal olsa bilirsiniz müteşair denen güruh geçmişte şiirin kurallarını bilirdi.Şahısları baz almam genelde bu şiirde de bir zihniyet eleştirisi yapmaya çalıştım esasen.Malumunuz vechiyle dilimiz can çekişiyor ve edebiyatımız da bunun paralelinde oksijen çadırında.Umarım bu kökleri çok sağlam kültürümüz bir gün gerçek sahip çıkanlarını bulur ve hakettiği zirveye yeniden ulaşır.Saygımla...
Ben bu şiiri kırk gün sonra okumanın hazzını yaşıyorum. Şiir dedim yanlış demediğimi umarım Canbolat bana deseki abi bu okuduğun ne ben şahsıma şiir demem bir kamyon taş derim bir kamyon at atabildiğin kadar bitmez birkere yarısını bana atar Canbolat.
Şiirinde kendini yükseklerde görenlere attı taşları ukala olanlara attı atmakla kalmadı verdi veriştirdi haksızlık yaptı diyenler oldu herkesin görüşü ayrı ama haksızlık yaptı diyenler şiiri tam okumadılar galiba çabuk çabuk üstün körü okuduklarını sanıyorum.
Burdaki mesaj yazmasını bilmeyenlere ( mesela bana ben yazmasını bilmem ama iyi yazarımda demem ) bilmeyip çok iyi yazıyorum diyenlere kendilerini kral kıraliçe görenlere gönderilmiştir
.Şiirden pay almak isteyen çok kişi var alması gerekenlerin isimleri yazılmadı ama bunu anlamayacak kadarda cahil değiliz ben kendi payımı aldım herkes alçak gönüllü olup payına düşeni alsa Canbolatın yüküde hafifler.
Ben bu şiire şimdi yorum yazıyorum çünkü Canbolatı yeni tanıdım ne gibirli ne gururlu nede şımarık Tipik bir Anadolu yiğidi alçak gönüllü yüzü gülen ahlaklı Atatürkcü namazını kılan bir öğretmen.
İsim vermeyeceğim ama bir arkadaşı dediki bu siteye Canbolatı kendim getirdim, elimle bir canavar yetiştirdim galiba tabiiki bu söz espiride olsa ben kabul etmiyorum.
Yorumlarda Afet ablanın yorumunu okudum dedimki kendi kendime oğlum payına çok şey düşüyor taşıyacağın kadar al ve adam ol.
Dedimki kendi kendime oğlum ustaların yanında sakın bende şiir yazıyorum deme gülerler sana.
......................................................................
Şiirler yazılır güzel şiirler olur birde iyi bir yorum yapılırsa şiirin değeri beş kat artar okunmasından ziyade dinlemesi harika olur tadından yenmez Mustafa ZORLA kardeşime teşekkür ederim sesini iyi muhafaza ediyor iyi kullanıyor. Allah maddi zenginlik vermedi ama güzel bir ses verdi sağolsun var olsun.
Bence yerinde güzel bir eserdi eline sağlık Canbolat abi sana birşey yok dedin ama ben baktım vardı ve alabildiğim kadarını aldım teşekkür ederim...
........................Selamlarımla Kardeşim H..hocayada selam söyle Allah'a emanet olun.