Zamanın Tırpanında Derisi Dökülen Ömürcibilliyetsiz bir kurşunun saçak altındayım mevzi almıştım kendimi sürmeli ceylan gibi inat hikayeleri dizmiştim ecel gelgitlerinde yüreği paslı tetikçilere dil dökmemiştim ölüm iki diş soğanın katığında gelir derisi dökülür insanın güneş kavruğunda ekip biçen zaman tırpanıdır ömrü dul bir gelinin ağıtıdır zaman kınası aldır yanaklarında feri ağıtların makamı değişir dilde eri hep burma bıyıklıdır telde ağır aksak yürek eziğidir öyküsü üçüne beşine bakılmamıştır fikrine berdel sunaklarında takas ayna dikendir artık serde avurtlara oturan yangın göz çukurlarında isyan bu ben miyim serenadı makam buselik yerden ince kirpiklerde Türkü uzun ince yol yönünden umut hangi tarlanın tumpunda karılır kahır hangi eleğin terinde banılır özüne dönecek insan kuşluk vakti ömür cenderesinde kamil olacak bir tek gözleri değişmez riyada bir tek elleri masumdur sorguda kelepçeye takılan yürek ezgisidir 21.02.2010 zaman gencecik fidanları ekti tenine umuda ışık olsunlar diye ama gencecik fidanları da söküyor dalından bu ne çelişki yarab verdiğini en verimli çağında koparıyorsun dalından bu ne çelişki |
Ahmet Arifler...toprağım kokan realist şairler gelir hep aklıma...
aynı kokuyu hissederim çünkü..
kutluyorum sevgimle şair.