Sayıklayamıyoruz İsmini(1)
Hurma yapraklarına yaslanan, çatım kaşlardayım
Yoluma düşünce vuslat, koyu taşlardayım Leyl_i düşündürür kara bir göğ, ben de mi karanlıklardayım? Efendim! Niçin körâne satırlardayım? Aşkın vuslatı defedecek bilirim! Yoksun! Büyüyor özlemim, Ümmete derd_i şifa ol, gel cihâne; Cihan_ı efkârken çevir, nev_bahare; Misvakların arasında, yayılsın oruç Dudaklar sen koksun, Ey nur_u Gül Nebî! Biliyorken, gelecekte ne hâlde ümmetin Ağlayan sen değil miydin? Ey Gül Kokulu, Nur Yüzlü Peygamber! Son nefesinde ’Ümmetim’; diyen Sen değil miydin? Sayıklayamıyoruz ismini, Nefesimize yapışıyorken, iblis; Dalıyoruz meşgulliyetlere lâkin Ruhumuzu doyuramıyoruz bir tek... ’Senin hürmetine, yakarıyoruz ’,diyemiyorum Rabbe uzanırken eller, biçâre dünyalık olmuş Yürekler bilsen harmanlık olmuş Elimize bir çanta toplarken; meyvalar, kuşamlar, süsler... Bir iğne dahi alamadan çırılçıplak, sarınacağımız toprak Amelleriyle gelene konak olmuş Şu üç saniyelik rüya mıdır gerçek olan, Yoksa durağında konakladığım, dünya mı? Binalar öyle yüksek Karanlıklarda sarınacak hilâl, Sen Yoksun, efendim! Leyl küstü lâkin kandiller yanmakta Yürekten istesek de, diyemiyoruz Efendim! Çığırışına koşturuyorken; nefsin Unutturuyorken uykularımız, rüyalarımız Nasıl Sayıklayacağız ismini? Dünyalık bulup da yapışınca yakaya Bitmeyen işler arasında Bir soluk ’Sen’ almaya, vakit bulamıyoruz Oysa tüm nefesler sanayken Efendim Sayıklayamıyoruz ismini... Derdine yanan, maşuklar gibi divâne Cehaletimize ekleniyor, cürmümler ’En iyi bilenim’, diyenin şaşkınlığından; sığınırken ilâhi yollarına En üstü açıklardan olmaktan korkuyorken Sayıklayamıyoruz ismini, yürekten Sayıklayamıyoruz ismini Efendim! |