Yüzü kızaran toprak başladığında Bilirim sana geldiğimi İlk seni görürüm eski konak Belin bükülmüş beklersin dönmemi
Soğuktan çeken sokaklarının Kaldırım taşlarını sayarım Ayaküstü dalarım rüyaya Babam olur karşımda Anam durur kolunda İncir ağacının adını sayıklarım
Bacalıktan düşen puhu kuşu Çoktan teslim olmuştur toprağa Kurt kuş üşüşmüştür duasını okumaya Vakit ne kadar erken… Çiğ düşer saçlarıma Kırağı yamanır yanaklarıma Soğuk dolaşır hatırasıyla sırtımda Küçük bir kızın öyküsü olur bu bahçe Dört kardeşin büyüğü er gider kocaya Daha aynı tastan su içmeden Ve sevmeye üşenerek son defa Saçlarında bukle başında gelin teli Çeker gider zengin bir mahalleye Bir kışlık gömleği kalmaz geriye Giyip hatırasında üşümemeye
Bahçe komşuları Gece güne dönmeden Ölür merdivenlerin dibinde Bilmediğim yüzler dolaşır etrafta Ve sağır eder yalnızlık bozulmuş bağlarda Ceviz ağaçları kurur bir bir Bulutlar… unutur adımı bu yalnızlıkta
Sunturlu küfürler bırakırım Geldiğim kentin çıkışlarına Eski konak… bırak içinde kalayım Yıkıl bir gece omuzlarımda…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KIRMIZI TOPRAK şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIRMIZI TOPRAK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Dizelerde ilerledikçe katlanarak artan tat hep damağımda... Yıkık bir gecede sandığımdan çıkartıp okumuşum gibi benden ve derinden özlemler. Uzun bir aradan sonra okumuş olsam da hep olduğu gibi her zaman olduğu gibi şiirde ASRAN imzası farkı farkettiriyor.
Geldiğim kentin çıkışlarına
Eski konak… bırak içinde kalayım
Yıkıl bir gece omuzlarımda…
yürekten kutlarım asran kardeşimizi
saygı ve selamlarımla