DEDİ VE SUSTU ŞAİREy tarihi kirleten an Yürekler seni unutamayacak hiçbir zaman! Sessizliğin altında ezilirken us Sen saki Doldur ve sus! Yazacağım, oku! Oku ve anla Değneğin iki ucundaki boku Habil ve Kabil’in hikâyesidir "açılan" Satılmış ve yıkılmış inançların tozlarıdır genze dolan Ve yağmur değil şimdi kaldırımları ıslatan Doğruluk kütüğünde kayboldukça adımız Alevden yollara gireceğiz Kavrulacak adımlarımız Taa ki Gülüşler öldüğünde Dudaklar makber olduğunda ve dil kanadığında Fatiha’sında Serilecek önlerine Hükümlerinin kanlı hırkası Unutma! Dünlerden daha acı olacak, istedikleri yarınların arkası O zaman ki Ölenlerin bakışında dağ Dağların makamında ihanetin şarkısı Güftesi hicran, bestesi acı Melodisinde bitimsiz suni bir sancı Nakaratında ölecek kardeşliğin inancı Heyhat ki! “Sağırsa kulaklar, duyulmaz uğultular Bir emanet uğruna ölenlerin cesareti kadar, Ölemeyenlerin ciğeri mundar” diyorsak bile Peşlerinde yüzlerce menfaatten canavar Bu yüzden fark edemiyor duymuyor zavallılar Ey zamanı kirleten an Sen saki Doldur ve sus Sessizliğin altında ezilirken us Ya sen, ya ben, ya biz? Zehirlese beni her yudum, ölsem masadan kalkmadan Kaybolsa tarihe düşen şu vahim iz! Zaman unutturur mu olanı? Vicdanlarımızda taşırken emanet kalanı! Temyizi de yok be saki, tarihe düşecek bu cezanın Bilinmez kimler kalacak altında bu eza’nın Ey saki Mümkünse bir güneş getir şimdi Kirlenmemiş ve doğmamış daha önce Batıdan doğsun doğudan batsın Işığında Hüseyin’in gözleri yatsın Sadece güneş yetmez! Bir de temiz gökyüzü, yeryüzüne ayna olsun yüzü Bilirsin, beş para etmez, kirlenmişse görünenin yüzü İçinde dans eden umutlar, çağıl çağıl çağlasınlar Pamuk şekeri gibi bulutlar, çocuklar gibi sevinçten ağlasınlar Delinmemiş olsun ozonu, biçilmemiş ortası Sen bakınca yeşil olsun ben bakınca mavi Bahar olsun yine, her baharın ertesi Ha bir de, Doğduğu yer yememiş olsun her haltı! Ölü yıldızlarla doldurulmasın hasırın altı! İşte bu benim düşüm, bak benim düşümde kayboldu senin gülüşün Yazık! Dahası mı? Bu kadar kâfi! Sessizliğin altında ezilirken us Ey saki Doldur ve sus “Bilmiyorsunuz! Aynı köprüdeyiz hepimiz Altımız derin bir nehir Suyu zehirden zehir Yıkılırsa köprü Ne bir dal var tutunacak Ne de suyuna panzehir Bu yüzden Köprü yapılırken yalan biçilmez Yalanla biçilen köprü geçilmez” Dedi ve sustu şair… İHSAN TURHAN |