bıraktığın kadarım işte
sen nasıl bıraktıysan o kadarım işte’
dokunma gözlerimden yansıyan senlerime ve senli düşlerim sonrasına inzivaya çektiğim kirpiklerimi aralama denizlere bak susturdum yüreğimdeki hasretini ve yaktım hasretlerimi sesinin ahenginde şimdi hiç yok yere kederlerimin pimini çekme yeniden şimdi aynalarımız! umutla bekleyen bir yürek yansıtıyor gözlerime ve unutuyor aklım gidişini unutmak her şeyi benim savaşım bu işte bir selvi ağacının dibinde yüreğim şimdi kederlerimi uyutuyorum yattığın dizlerimde anılarımız üryan’ çılgın gülüşlerimiz gözlerimde ve sen hep yüreğimde ve sevgiler biriktiriyorum geleceğin güne şimdi sen! çamurlu yollarda rüzgarlı yaylalarda dolaşırken yoksun ya ’ bir kibrit çaksan ta oralardan farkında olmadan yakacaksın beni bilmeden hasretimi şahlandırma ne olur dur bitanem nasıl bıraktıysan o kadarım işte dokunma geleceksin diye ümitlenen gülüşlerime bakma bana öyle sevgiyle bakma ’ bitanem avuçlarıma yağmurlar dolmasın yine ellerim uzak kalmalı ayazlarından ve yüreğim sıcak olmalı sevdanla hep böyle uzat ellerini usulca dokun saçlarıma ellerin değsin yılgın yorgun omuzlarıma gidişin bir mahşer günüydü bana dönüşün bayram olsun sevdamıza say / ki hasretin ölümün rengi olmadı canımda say / ki.. kederli bir ağıt olmadı tümcelerim dudaklarımda say / ki ben hasreti yaşamadım hiç sen nasıl bıraktıysan o kadarım işte dokunma gözlerimden yansıyan senlerime şimdi bana gidişini hatırlatıp hasretlerimin pimini çekme yeniden |
İsmail Yılmaz