AKIL OYUNUDüşünürüm bazen Oyunu musun diye aklımın Esrikliğin efsunlu aynasında En görünür hali misin diye gizlimin saklımın Her derde deva gözlerini Milâtsız asırlar ötesinden tanırım Em ararım sahralarda çare sensin diyemem Kays gibi susar utanırım Bir gül gibi gülsen yüzüme Tozlu sayfalardan aralanırım gizli sır gibi Ruhumu olabildiğince seyret Sisli uçurumlar misali görünmez dibi Tutuklandım tutsaklındım Tüm varlığımla bak yokluğuna ram oldum Gönlüme Nil senken Çölün ortasında adına dikilmiş ehram oldum Sen gülmesen de gözlerime Ebediyyen burdayım terki diyar eylemem Kan revan ölürüm kahrımdan Bilirsinki ağyarı yar eylemem Yokluğunda simsiyah semadan Sağnak sağnak hüzün sağarım Art arda fırtına kopar ruhumda Çisil çisil kaybolan gölgeme yağarım Yüzyıllardır rüzgârdan duymaktayım Gönlün kurak ve kıraçtır İsyan etsen de İnkâr etsen de bilirim yüreğin hep açtır Adım gibi kalbim gibi Şeksiz şüphesiz gerçeksin Sarı sayfalar arasında her okunmada bu şiir Dal yaprak yeşereceksin Seni soran gözler dağlansın Yüzyıllarca geriye dönmesin, karanlığa sürülsün Sırra kadem bassın En son yokluğun sınırında görülsün Adıma fermanlar çıkar Söyle dağıtsın en mahir ulaklar Dağ taş saklayamazsa Bakışlarından beni gözyaşı şişelerim saklar Yüzüme bir baksan kirpiklerini aralayıp Dalgın dalgın ah harelenirim Düşerim yedi kandilli Süreyya’dan Kırılmış cam misali parelenirim Görünmeyen perdelerle Sana meftun benliğimi kuşatırsın Bakışlarınla hep öldürür Gülüşlerinle ruhumu asırlarca yaşatırsın Hatırlanmasın hiçbir şey Siyah beyaz resmim küllere gömülsün Yalnız şiirlerim kalsın hatıra Cismim yediveren güllere gömülsün Muhammed Mehmet GÜL |