SEN NE ZANNETTİN?
Kuyruk sıkışınca feryadı bastı;
Çıldırıp edebi duvara astı; Şiirden ziyade, polemik kastı, Tipini görünce kayık zannettim. Adama benzettim uslu durunca; Zehirleri aktı şamar vurunca. Bir iki cümleyi düzgün kurunca; Kırk yıllık sarhoşu ayık zannettim! Maskesi yırtıldı caka satarken, Adaba mugayir kelam katarken, Gölgesini gördüm güneş batarken, Meğer cüce imiş, büyük zannettim. Tabiri caizse tuzsuz hıyardı; Eskiden tanırım aynı davardı; Keçiyi andıran siması vardı; Boynuzu kırılmış geyik zannettim! Kıvırmaya başlar gelince dara; Salyangoz, yavaş git, girme radara! Suyunu görünce yalakalara, Ağız burun boğaz oyuk zannettim... Asalet yoksunu çağa benzedi. Sazana takılan ağa benzedi; Kasıla kasıla dağa benzedi, Karaltıymış meğer höyük zannettim! Herkese eğilen kırkbeşlik açı; Birbirine kopya yorumun üçü. Anladım boş imiş beyninin içi; Ahmağı taltife lâyık zannettim! Çaba gösterirse aslı olmaya, Yiyince tokadı yaslı olmaya; Yeminler etmişti, uslu olmaya; Eski huylarından cayık zannettim.. Kargaya muadil şeytani sesin, Eşeği sıpadan ayırır kesin! Halil GÜLŞEN sana daha ne desin; Sallanıp durdukça yayık zannettim! Halil GÜLŞEN 08/01/2010 |