ZakirHayatın nefes alma meselesini kör bir kuyunun dibinde bırakıp unutup her gün gibi güneşin doğuşunu uyanırken sabahına kuşlarla bir lokma ekmeğin telaşında sahibi ruhumuzun salasını okuttu yollar boş yüreklerimiz inadınla dolu ah neymiş bu sendeki bitmez uyku yüzümüze çarpan suyun üşüten saflığında bulduğumuz huzur kalk diyordu ayağa durma saf tut manzara kıyamet teşbihinde hata tespihin ucunda yemyeşil gözlerin parmak uçlarıma kadar göz yaşı damarlarımın son noktasına ulaşan dua göremezsin açmaz isen gözlerini ayaklarını yere vurdukça yol göz açıp kapamada biten mesafeler kalp açan anlık nazar günah kapılarına kilit dolu dizgin soylu atların gerçek süvarileri son haberin müjdecisi çölden kurtuluş diyerek çıktı geliyor uyan kaç asır üç beş dakikaya sığdı vaktim var diyorsan ömrün tümden yalan Ey gece yolcusu kalbinin sesini duymaz mısın |
Farkı fark edenlerden olmak, ayrıca bir kıvanç kaynağı benim için...Güzel yüreğin hep çağlasın...Sevgimle...Saygılar...